Her bölüm ‘katil kim?’ sorusuna yanıt için bir isim öne çıkarken aklımızın ucuna gelmeyen başka isimler de olasılık listesine eklenecek mi dersiniz? Tam da İngiliz polisiye dizileri tadında, hatta örnek de verebilirim: Broadchurh – izlemeyen izlesin. Bölüm sonundan başladım bölüm yazısına, en sevdiğim. Yine sevdiklerimden anket de ekleyeyim.
Yargı Katil Kim?
Soruya yanıt verdiysek şimdi İnci neden öldürüldü ile devam edelim:
İnci uyuşturucudan büyük ihtimal ile fuhuşa uzanan upuzun bir zincirin halkalarından biri. Bu zincirde faal bir birey olması çok şey bilmesine, bildikleri de ölümüne neden olmuş olabilir. Hediyeler, mücevherler, paralar ve hatta araba sadece yaşlı sevgilinin sağladığı şeyler değil bence. Peki yaşça büyük zengin sevgili kim? Dizideki tek zengin yaşlı Avukat Yekta olabilir mi?
Zengin yaşlı sevgiliyi bir kenara bırakalım; enişte ve hatta kızı epeyce şey biliyor. Parla o mesajları neden sildi? Okuldaki hocanın yüzü neden yaralıydı ve İnci’nin haberleri yayınlanınca o ve yayındaki kadın neden tedirgin oldu. Bir diğer aday olan balıkçının telefonundaki fotoğraflarda İnci poz vermiş gibi değil miydi?
Oysaki bölüm finali itibari ile okların gösterdiği isim Komiser Metin. Ailede bir enteresan. Bir baba, mesleğini bir yana bırakın hayatında hep ‘doğru’ bildiğini yapmaya adamış; bir abi, savcı, adaletin yolunda, adaletten sapmamış. Şimdi bu baba oğul ‘hangisi doğru, hangisi yanlış’ ile sınanıyor. Kendi inandıkları ile aile bağları arasında ikilemde belki de kendileri ile yüzleşecekler. Bölümler ilerledikçe karakterlerin derinlerine daha çok inilecek, iç hesaplaşmalar detaylanacak.
İnci’nin gizemli arabasından çıkan fotoğraf bir sevgiliden çok baba kız fotoğrafı gibi değil mi? Yoksa… İnci’nin babasının komiser olması olası olamaz değil mi? Belki de olabilir, kim bilir…
Bu ailede gizli saklı epeyce sır var gibi. Birbirine ne kadar ‘bağlı’ görünseler de bir o kadar kopuklar aslında. Belli ki aileyi bir arada tutan anne figürü idi, onun ölümü ile her biri dağıldı. Sayın savcım (Selim Kara’ya saygı ve sevgi ile) Ilgaz haricinde aynı hanede yaşayan aile fertlerine bakın; baba dediğim dedik, otoriter bir karakter; Çınar -eski- bir uyuşturucu bağımlısı ve ailenin küçük kızında da mutlaka bir maraz çıkacaktır.
Çınar masum. Ve anlaşılan o ki birini koruyor. Ama kimi? Peki ya korumasının nedeni sevgi mi, korku mu? Bir şeyleri gizlemek istediği belli. Kimi, kimleri ya da neyi? Dürümdeki notu kim yazdı mesela? Unutmayalım ki bir de uyuşturucu meselesi var ki, o da neyin nesi?
Savcı Ilgaz’ın ilk işi Ceylin’i ikna etmek olacak. Ortak payda da buluşmaları ve “katil kim?” araştırmaya başlamaları için Ceylin’in kardeşinin ölümünden Çınar’ın sorumlu olmadığına inanması şart. Bunun için en önemli kanıtlardan biri olan -ilk bölümde hemen hemen her izleyicinin aklına gelen- “Ceylin İnci’nin doğum günü hediyesi olan videoyu izlediğinde ‘İnci’ olarak mesajlaştığı kimdi?” sorusunun yanıtı bulduğumuza göre Ceylin’in iki günlük planının ne ve kiminle olduğu da ortaya çıkar umarım. Hem arabası olan iki günlük kaçamağına neden araba ile gider ki?
“Sen yokken ne gece ne de gündüz ne ay var ne tek bir yıldız. Her yer karanlık ve ıssız göremiyorum…”
İnci’nin ablasına hediye ettiği şarkı yokluğunu ne güzel betimliyor değil mi? Yargı dizisi bu bölüm şarkıları ile de konuşuldu. Ceylin’in söylediği şarkı Yüzyüzeyken Konuşuruz grubundan ‘Dinle Beni Bi’ …
İnci yok, İnci öldü… Ölenin ardından anası ağlar, gerisi yalan ağlar misali -gerçi anne de kabullenemediği için ağlayamadı ki- canice bir ölüm ertesi cenaze evi ile de karşılaşamadık. Bakalım basın devreye girince en azından bir komşu kapıyı çalacak mı? Biraz daha hayatın içinden dokunuşlar şart!
Yazıyı bölümün en çok sevdiğim, bir o kadar da içimi acıtan sahnesi ile bitireyim; Ceylin hayatın olağan akışında gecenin bir yarısı çöp atmaya gitti ya; düşünsenize, iki gün önce bir başka konteynerde kardeşinin bedeni vardı bir başka kişinin attığı çöp poşetlerinin yanında. Acı çok acı, şarkıların melodisinden medet beklemekten çok daha fazla…
Pınar Deniz ve Kaan Urgancıoğlu’nun kimyasını Aşk101’de deneyimlemiş ve pek sevmiştim. Bir kez daha birlikteler. Davaya dair merakın yanı sıra çiftin ilerleyen zamanlarda birbirlerine karşı ilgi duyması lazım ki izleyicinin diziye ilgisi devam etsin. Hem en kuvvetli aşklar nefretle başlar…
Bence bu sezonun dizileri içinde ayakları yere en sağlam basan dizinin senaryosu Sema Ergenekon’a, yönetmen koltuğu ise Ali Bilgin’e emanet. İkisi de sektörde sevdiğim isimler. Yolları uzun, reytingi bol olsun. Özellikle Yargı dizisi uyarlama mı diye merak eden onlarca kişi varken, uyarlama olmadan, klişelerden uzak, güçlü bir kaleme emanet özgün dizileri özlemiştik. Ortada bir cinayet var ama katili bulma yolunda bizi bekleyen çok bilinmeyenli bir zincir var. Heyecanla bilinmezlerin aydınlanmasını beklemek de biz izleyicilere düşüyor. Sağlıcakla kalınız.
Pınar Deniz Kaan Urgancıoğlu Hakan Gence röportajdan bir kare yazının finaline yakışmaz mı?