Günlerden bir gün yine Son Yaz övmeye gelmişim… Ne yapayım, seviyorum bu diziyi… Ekranlardaki mevcut dizilerden farklı bir havası var; töre yok, intikam yok, rom com değil ama aşkı da hissediyorsunuz, sizi gülümseten onlarca sahne var… Her bölüm ertesi merakla ve biraz da endişe ile bakıyorum reytinglere; malum kanalların kılıcı keskin; ne yapımın ne de izleyicinin gözünün yaşına bakmaz. Son Yaz 6. Bölüm reyting sıralamasında Total’de 4,05 reytingle 12., AB’de 4.53 reytingle 3. ve ABC1’de 4.44 reytingle 7. oldu. AB’de yukarı doğru küçük bir kıpırdanma var, sıralama da fena değil.
Bölümü içimizi eriten bir Canan Selim ayrılığı ile açtık yüreğimizi dağlayan bir Canan Selim ayrılığı ile de bitirdik. Selim Canan boşandı.
Ah be Selim Savcım, mahkeme salonundan çıkarken Canan’a bir baktın ki; ağzından dökülmeyen o kelimeler gözlerinden okundu. Cümlelere gerek kalmadı.
Canan’ın Selim’e bebeği anlatmaması gösteriyor ki ta o zamandan ne sevinçlerini ne üzüntülerini ne de endişelerini paylaşabilmiş. Bu sır yeniden ortaya çıkmış olabilir ama Canan’ın boşanma kararı almasına etken olan bu değil. “Bir çocuğumu daha kaybetmeyeceğim” diye haykırmasından anlıyoruz bunu. Biraz empati yaparsak haklı olduğunu göreceğiz aslında. Düşünün ki tehdit mesajları alıyorsunuz, bir adam yanınıza yaklaşıyor kızınızın saçına dokunuyor ve “Savcı (kocan) inşallah sizi koruyabilir” diyor. Uzaklaşıyorsunuz. Sonra yıllar sonra çocuklarınızı korumak için kaçtığınız bataklığın tam ortasında buluyorsunuz kendinizi. Koskoca suç liderinin biricik oğlu ile komşu oluyor hatta aynı sofrada yemek yiyorsunuz. Ve bunun tek bir nedeni var kocanızın size YALAN söylemesi…
Ben de Selim Savcımı seviyor, onun eşine olan aşkına inanıyorum ama günün sonunda Selim’in bir şekilde Canan’a -bilinçli ve isteyerek olmasa da- psikolojik şiddet gösterdiği gerçeğini değiştirmiyor. Üstelik onu büyük bir aşkla sevdiği halde. Canan’ın da bu sevginin içine sıkışıp kalmadı da onun cesaretsizliği işte… Bugün ilişkilerinin geldiği duruma bakarsak; Canan haklı, hem de çok haklı… Bu ayrılık ikisine de iyi gelecek.
“… Ayrılık güzel eğer hemen döneceksen
Herkes bir parça aldı götürdü benden
Ben demeyi bıraktım yoruldum seni üzmekten”
Mahkeme sahnesine eşlik eden şarkıyı dinlemek için : MFÖ Aşkın Kenarından
Bu bölümde epeyce üzgün Selim izledik ama ayrılık sonrası da Selim Savcım’ın öfke patlamaları devam eder değil mi? Özleriz! Ali Atay’ın doğal oyunculuğunu bu sahnelerde izlemek büyük keyif.
Biraz da ilmek ilmek ilerleyen aşktan bahsedelim mi? Yağmur ve Akgün’den… Teknik kriterler değerlendirmesinde iki ayrı kutup. Yağmur savcının kızı, Akgün ise mafya patronun oğlu olmasının yanı sıra resmen suçlu – ki gizlisi saklısı yok, kendi de söylüyor: adam yaralama, silah bulundurma ve son zamanlarda da yardım ve yataklık…
Yağmur’un Akgün’e olan hislerini adım adım keşfetmesi her bölüm biraz daha fazla hoşuma gidiyor. Kaan Yağmur’un güvenli bölgesi ve büyük bir hata yapmadıkça kopması çok zor. Akgün ise kanını kaynatan…
Akgün: “baş tacısın”.
Yağmur: “tabi öyleyim.”
Canan’ın çocuklarını Akgün’den uzak tutma konusunda haklı olduğu bir taraf var elbette, son dönem de yaşadıklarında Akgün’ün payı yadsınamaz. Ama hiçbir evlat babasının suçlarından dolayı ön yargılı tepki ile karşılaşmamalı. (gerçi ön yargı demişken Akgün’ün göz göre göre uyuşturucu kaçakçılarına yardım ettiğini unutmayalım) Canan’ın Selçuk Taşkın ismini duyduğundaki gerginliğin başka bir nedeni olmalı. Geçmişe dair öğreneceğimiz ne çok şey var değil mi?
Canan: “Senin bir sürü arkadaşın var zaten, bir derdin varsa gidersin onlarla paylaşırsın.”
Yağmur: “İşte o paylaşmadan anlıyor beni…”
Yağmur’cuğum Kaan’dan resmi olarak ayrılana kadar çok detaya girmeyelim; ama çok tatlı değiller mi ^^
Güvenli topraklara geri dönelim…
Selim Savcım’ın işini titizlikle takip etmesini çok seviyorum. Hem gerçekte hem de senaryolarda pek de alışık olmadığımız iş disiplini. Limandaki videolarda bir şey olduğunu biliyordu. Duygusal yıpranmışlığına, incinmiş eline ve Akgün’ün engellerine rağmen vazgeçmedi.
“ ‘Sen artık çocuklarımın babasından başka bir şey değilsin, senden vazgeçtim, sen artık benim için büyük bir hayal kırıklığısın’ dedi, dili bile sürçmeden. Ben karımı çok seviyorum. Karımı çok seviyorum da işte, anlatamadım. Ben anlatamadığım içinde 2 gün sonra mahkemede hakim anlatacak bize. Verecek kararını: ömür boyu mutsuzluk… Sen söyle, var mı bunun bir yolu bir çaresi? Ben bilmiyorum. Geçen gün öptüm onu biliyor musun onu, yıllar sonra ilk defa öptüm. Çocuk gibi heyecanlandık ikimizde, içim titredi ya; içim titredi.”
Akgün Selim sahnelerini çok seviyorum; hele ki Selim Canan aşkını anlatırken içinden bir şeyler kopan sadece ben değilim değil mi? Üstelik Akgün savcı Selim’in halini görünce intikam baltasını gömdü sanki, artık Soner’e “ne yaparsan yap” bıkkınlığında…
Akgün’ün dediği gibi “Hayat kolay değil zor önemli olan ayaklarını sağlam basmak.” Bakalım Kara ailesindeki dağılmanın sonuçları neler olacak…
Son Yaz ilk bölümden bugüne bölüm yorumları burada…
Son Yaz 7.Bölüm Fragman
