İzledim

KADERİMİN OYUNU – Artık Hiçbir Şey Eskisi Gibi Olmayacak

Kaderimin Oyunu 19. Bölüm reytingleri Total’de 2,66 reyting ile 12. , AB’de 2,44 reyting ile 9. ve ABC’de 2,28 reyting ile 13. oldu. Bölüm izlenimleri konuk yazar Bade‘den. Keyifli Okumalar…

En sonda söylemem gereken şeyi en başta söyleyerek yapmak isterim bu haftaki girizgahımı: Ha öğrendi ha öğrenecek, bu gidişle finalden önce öğrenemez derken Helin nihayet Asiye-Cemal geçmişini acı bir şekilde öğrendi. Artık ülkece rahat bir nefes alabiliriz : ) Böylelikle dizimizin sezon sonunda final yapacağının da sinyalleri verilmiş oldu.

Cemal’le Mahir’in konuşmalarına kulak misafiri olarak Asiye-Cemal geçmişini öğrenen Zahide’nin bu bilgiyi içinde tutmak istemeyeceğini tahmin etmek zor değildi. Bombayı patlatmak için yemek masasına doğru yöneledursun Asiye’yi korumayı misyon haline getiren Mahir’in dilini tutamayarak sevdiği kadını ateşe atması yetmezmiş gibi orada hala Cemal’le devam ettirdiği atışma Cemal’in Asiye’nin Mahir’i sevdiği için kendisiyle bir gelecek kurmak istemediğini itirafını etmesiyle kısa süreli bir sessizliğe dönüştü. Az önce bülbül gibi şakıyan Mahir, Asiye’nin kendisini gerçekten sevdiğini sanarak şaşkınlıktan ve elbette ki mutluluktan ne diyeceğini bilemedi. Mahir, küçücük umudunu korumaya kararlı anlaşılan…

 

 

Zahide’nin hevesi, Necmi’nin merdivenlerden düştüğünün haberinin gelmesiyle kursağında kaldı. Emine annenin başının belaya girmemesi için Necmi’nin ölmemesine dair ev halkının duaları eşliğinde hastaneye ışınlanıyoruz ve başarılı geçen bir ameliyatın ardından hayat yolculuğuna devam eden Necmi henüz ayaklanmadan bu işten karlı çıkma planlarını faaliyete geçirerek üç koldan para avcılığına soyunuyor. İstanbul’u terk etmesi için Mahir’den, İlayda’dan boşanması karşılığında Raci’den, Helin’e büyük sırrı açıklamamak için ise Cemal’den maddi yardım talep ederek yine yeni yeniden tüm yüzsüzlüğünü gösteriyor.

Edindiği bilgiyi heyecanla Nedret’le paylaşan ve aynı hızla bu konuda hiç kimseye, bilhassa da Helin’e hiçbir şey söylememesi konusunda uyarı alan Zahide’nin bu ikaz bir kulağından girmiş öbüründen çıkmışçasına gerek Asiye’nin üstüne gitmesi gerekse de yemek sofrasındaki laf sokmaları Asiye-Cemal-Mahir üçlüsünün canını sıkmaya yetti. Fikret’in ise Emine annenin perişan olmasından ötürü Necmi’nin aralarına katılma sebebi olarak gördüğü Asiye’ye karşı takındığı tutum ve attığı tripler oldukça yersizdi. Asiye’nin bugüne kadar Necmi’yle bir kere bile olsun arkadaşça konuşmamış olduğunun bariz bir şekilde ortada olması bir yana bu olaydan dolayı da oldukça üzgün olduğu fazlasıyla hissedilebiliyorken Fikret’in tavırları onu daha da üzmekten, ortamı gerginleştirmekten başka bir işe yaramadı. Fikret’in yanlış sözler sarf etmesi kadar Mahir’in de Asiye’nin onun üzerine gitmemesi konusunda ona sert çıkması hatalıydı. Bu, Mahir’in Asiye için kardeşine ilk rest çekmesi değil, son da olmayacak görünüyor. Mahir’in bu oyuna kendisini fazla kaptırdığı bir gerçek. Sevdiklerini sahiplenme konusunda sınırlarını koruyamaması ailesini farkında olmadan kırmasına neden olduğu gibi uzun vadede kendisine de zarar verecektir.

 

 

Gelelim bana göre bölüme damgasını vuran, Cemal’le Mahir’in Uğur üzerinden giriştikleri babalık savaşına… . Öncelikle bu mücadeleye azami düzeyde objektif bakmaya çalıştığımı belirtmek isterim. Cemal’in Uğur’u doğduğu gün terk etmesinin affedilemez bir hata olduğu yadsınamaz bir gerçek. Oğlunun gönlünü kazanmadan onu gelecekle ilgili planlarına dahil etmesi de gereksiz bir özgüven ve acelecilik. Ama öte yandan geçmişindeki hatalarından ötürü duyduğu pişmanlıktan ve Uğur’a olan sevgisinden kesinlikle şüphem yok. Hatalarının farkındalığı gün geçtikte artan ve bunların telafisi için çabalayan Cemal’e Uğur’la iletişimi konusunda Asiye bile müdahale etmezken Mahir’in her fırsatta Uğur’u Cemal’den uzaklaştırmasının ayıbı bir yanda dursun, Cemal’i adeta “Doğduğu gün oğlunu terk eden adam” olarak yaftalaması kabak tadı vermeye başladı. Evet, Cemal terk etti, bunu kendisi de kabul ediyor. Mahir’in temcit pilavı gibi Cemal’i bu noktadan vurması bana göre yanlış. Onun üzerine gitme özgüvenini Uğur’un kendisini seçmiş olmasından aldığı aşikar ama unutmamalı ki Uğur henüz bir çocuk. Öfkesi zamanla dinebilir, fikirleri değişebilir. Onu babasını tanımaktan alıkoymanın kimsenin haddi olmadığını düşünüyorum. Mahir’in Cemal’i takıntı haline getirmesinde onun hala Asiye’ye aşık olduğunu bilmesinin etkili olduğu kanısındayım.

 

Cemal’in ise Uğur’la yakınlaşma girişimlerini samimi bulsam da Asiye’yle Mahir’i yıllardır evli olarak bildiği göz önüne alındığında oğluna babalık yaptığı için ona minnet duyması gerekirken kendini beğenmiş havalarını ve Mahir’e üstten bakmalarını anlamlandırmakta güçlük çekiyorum. Nergis, ona “Mahir abi”, kendisine “Baba” diye seslendiği için böbürlenmesi yersiz bir gövde gösterisi. Sekiz yıl boyunca Nergis’e babalık yapmış olan Cemal’in kızı tarafından affedilmesinden – her ne kadar bu kadar hızlı gelişmesini doğru bulmasam da – ve bu sıfatla anılmasından daha doğal ne olabilir? Bu olağanlık Cemal’e üstünlük sağlayan bir durum olmadığı gibi Uğur’un da henüz iki aydır tanıdığı Mahir’i baba olarak benimsediği düşünülürse şartların eşit olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Tıpkı Mahir’in Cemal’e olan takıntısının sebeplerinden birinin Asiye olması gibi Cemal’in de Asiye’yi Mahir’den kıskanması ona karşı daha fazla bilenmesine neden oluyor.

Cemal’in Uğur’la birlikte maça gideceğini öğrenen Mahir’in aynı gün ve saatte Uğur’u lunaparka götürmesi üzerine kendisine stadyumun polis kaynıyor olmasından bağımsız “Kimin oğlunu kimden kaçırıyorsun?” diye sormak isterim zira baba-oğul risksiz bir yere de gitseler Mahir’in yine aynı eylemde bulunacağından eminim. Bu arada maç bileti alınırken kimlik bilgileri soruluyor diye biliyorum. Emin olabilmek adına internetten araştırma yaptım ancak kesin bir bilgi edinemedim. Bilenler beni aydınlatabilirse çok memnun olurum. Şayet kimlik bilgileri isteniyorsa da Uğur’un bilgileri girilemeyeceği için oluşan bu zorlama senaryoya gözlerimizi kapatalım ve lunaparktaki çekişmeye çevirelim. Mahir’in Uğur’u kendisinden kaçırdığı için deliye dönen Cemal soluğu Nergis’le ve Ahmet’le birlikte lunaparkta alıyor. Cemal, mantıklı düşünebilse Uğur’un kendisini benimsemesi için bu kadar acele etmemesi, ona zaman tanıması gerektiğini algılayabilir de kendisinin şu anki derdi oğlunun kiminle, nasıl daha mutlu olabileceği/olmak istediği değil, Mahir’le Hangimiz Daha iyi Babayız yarışması yapmak. Dart oyununda karavana atışlar yapan Mahir’in Uğur’un çok istediği büyük ayıyı alamayacak olmasından ötürü duyduğu üzüntüden ve eziklikten keyif alan ve bundan nemalanmaya çalışan Cemal ,öyle maça götürmekle, ayıcık almakla baba olunmuyor.

 

 

Nergis’in Cemal’i u kadar çabuk affetmesini doğru bulmadığımı daha önce dile getirmiştim. Bir kız çocuğunun genç kızlığa doğru ilerleyen, babasına en çok ihtiyaç duyabileceği en önemli çağlarında terk edilmiş olmasının yanı sıra annesinin yaşadığı sıkıntıların en yakın şahidi olarak çektikleri acıların ve cefaların sorumlusu olan babasına karşı yelkenleri bu kadar hızlı suya indirmemeliydi. Son birkaç bölümdür Cemal’e olan tutumları bana artık babasının annesinden öncelikli olduğu, hatta babası için annesini satar hissiyatını veriyor. Konağın ulu orta yerlerinde Cemal’e sarılacak, Cemal’in kiraladığı evdeki odasına eşyalarını nasıl yerleştireceğini planlayacak, kardeşinin psikolojisini düşünmeden onun hemencecik babasını affetmesini isteyecek kadar mantığını yitirmiş, sadece duygularıyla hareket eden bir Nergis var karşımızda.

twitter

 

Tüm bu çekişme içerisinde Asiye daha pasif bir rol oynuyor gibi görünse de tepkileriyle ve tepkisizlikleriyle bizleri tutarlılık sorgulamasına sevk etmekle kalmıyor, finalde Cemal’le yeniden bir araya geleceklerini hissettiriyor. Nergis’e defalarca içerisine Cemal’i dahil ettiği gelecek hayalleri kurmaması konusunda salık vermişken onun Cemal’in evine yerleşme planlarına karşı neden sessiz kalıyor? Hani başka bir hayatları olacağını Nergis kabullenmeliydi? Hadi Nergis’in duygularına yenik düşmesine alıştık da bugüne kadar sergilediği davranışlarla, aldığı kararlarla çoğunlukla mantığının sesini dinleyen Asiye sanki Helin boşanmayı kabullenecekmiş, Cemal Ahmet’in velayetini alabilecekmiş, Uğur Mahir’den koparak onunla birlikte yaşamaya razı olacakmış gibi Cemal’i bu kadar aceleci davranmaması, Nergis’i gerçekleşmesi zor olan bir hayale inandırmaması gerektiği konusunda uyarmaktan neden sakınıyor? Belki de artık kendisini de mi bu hayalin içerisinde görüyor? Cemal’in çocuklarıyla birlikte vakit geçirmek için organize ettiği sinema gecesinde film başlamadan önce Cemal’in dağıtmış olduğu patlamış mısırın yanına istediği gazozu Cemal’den alırken uzun uzun bakışmalarından hiç hoşlanmadım. Eş zamanlı olarak uzandığımız flashback’te Asiye’yle Cemal’in yazlık sinemada kaçak olarak seyretmiş oldukları filmin Selvi Boylum Al Yazmalım olmasından mütevellit bu göndermeyle Asiye’nin emeği, yani Mahir’i seçeceğinin mesajı mı veriliyor şeklinde bir fikre kapılmaktan da kendimi alamıyorum fakat sonrasında bir bakıyoruz, Nergis’in çizdiği resmi Cemal’in evine bırakmak için oraya giden Asiye kendisinin hayallerinden biri olduğunu öğrendiğimiz limon ağacının ekimi esnasında Cemal’e yardım ederken onun artık sadece çocukları için var olduğundan dem vurmasıyla “Beni unuttun mu yoksa?” serzenişinde bulunuyor. Asiye’nin Cemal’i affetmeyeceği kendi ağzından duymuş olduğumuz bir gerçek. O halde affetmeyeceği eski eşinin onu unutup unutmaması çok da dert ettiği bir durum olmamalı. Asiye, Mahir’i tercih etmeyecekse de senelerdir süre geldiği gibi yoluna tek başına devam etmesi fikrimin hala arkasındayım.

 

 

Yazılarımı yakından takip edenler hatırlayacaklardır, Mahir’le geçirmiş olduğu gece sonrasında Zuhal’ın hamile kalmaması dileğinde bulunmuştum. Senaristlerimiz bizi şaşırtmadılar ve Mahir’le Zuhal’i birbirine bağlamak için tek gecelik ilişki sonrasında hamile kalan kadın klişesine başvurdular. Mutsuzum. Mahir’in bir aile kurmasını, kendi çocuklarına babalık etmesini çok isterim ancak bu ucuz klişenin başrolü olarak değil, onu hak eden, aşık olduğu bir kadınla hayatını birleştirerek mutlu ve huzurlu bir yuva kurması temennisindeyim. Öte yandan senarist tayfasından her türlü ters köşe bekleyebileceğimiz düşünülürse Zuhal’in bebeğinin babasının başka bir adam olabilmesi de olasılıklar dahilinde. Zuhal bana hiçbir zaman güven vermediği için pekala başka bir adamla da ilişkiye girmiş olabileceğini düşünüyorum.

Necmi’nin yaka paça konaktan kovulmasının akabinde şirkete de girişinin kesinlikle yasaklanması konusunda güvenliğe talimat verilmesi gerekmez miydi? Ancak kendisi şirkete rahatça giriş yapabildiği gibi elini kolunu sallaya sallaya da Cemal’in odasına giriyor. O da ne? Cemal, herkesin girme ihtimalinin mevcut olduğu odasındaki masasının üzerine kişiye özel bir evrak olan kira sözleşmesini, yetmemiş evinin anahtarını da bırakmış. Senaryoda biraz mantık rica etsem çok şey istemiş olmam sanırım.

 

 

Cemal’e yaptığı şantajın maddi karşılığını alamayacağını düşünen Necmi intikam almak için bu fırsatı kaçırır mı? Adresi aldığı, anahtarı kaptığı gibi soluğu Cemal’in evinde alıyor. Tam o esnada evden Cemal’le Asiye’nin birlikte ayrıldığını, sonrasında da Nergis’in odasında da resmi görmesiyle Cemal’in evi bir anda “gizli aşk yuvası” kategorisine eviriliyor. Ve Necmi Helin’e evin konumunu gönderdiği andan itibaren başlayacak olan yeni filmin fragmanını seyrediyoruz. “Cemal benden bir şey saklamaz” diyecek kadar kocasından emin olup yine de merakına yenik düşerek Cemal’in evine gelen ve tedirginlikle içeri giren Helin’in attığı her adımla, kapıların üzerinde gördüğü her isimle uğradığı hayal kırıklığı biraz daha arttı, gözyaşları çeşme olup aktı. Nergis’imin odası, Uğur’umun odası, Ahmet’imin odası… Sanki şeytan dürtmüşçesine kendisini en olmaması gereken yere, Nergis’in odasına atan Helin’in derin manalar içeren o resmi görmesiyle birlikte de Bir Kadının Yıkılışı olarak adlandırabileceğimiz portreye tanık oluyoruz. Kocasıyla Asiye’nin yasak aşk yaşadığından emin olarak hayal kırıklığı, öfke, acı içerisinde olduğu yere yığılıveriyor.

Bölüm finali sadece reklamdı. Esas film önümüzdeki haftadan itibaren başlıyor. Fragmanda yakıp yıkmak, kırıp dökmek gibi aldatılmış hissiyatı taşıyan her kadın için oldukça doğal tepkiler verecek olan bir Helin görüyoruz. Helin’in eylemlerinin bununla sınırlı kalmayacağı da aşikar. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.

 

 

Göz atmanızı öneririz: Kaderimin Oyunu Bölüm Yorumları

 

 

Noel Pazarları
AVRUPA – En Güzel Noel Pazarları
sığacık ada masalı
SIĞACIK SEFERİHİSAR – Ada Masalı’nın Çekildiği Yer, Nam-ı Diğer Kırlangıç Adası
Alaçatı Tatil
ALAÇATI – Sanki Ege’de bir Vaha
gezdim gördüm san diego
AMERİKA – San Diego
Mekanlar Tarifler
Sütlü Tatlı
Yılbaşında Yapabileceğiniz 5 Şahane Sütlü Tatlı
LONDRA – Londra’da Öğleden Sonra Çayı
künefe
Bir Değil İki Değil Çok Çeşitli Künefe
Şimdiki Aklım Olsaydı (Si lo Hubiera Sabido)
ŞİMDİKİ AKLIM OLSAYDI (Si lo Hubiera Sabido) – Ne Dilediğine Dikkat Et!
Poldark
POLDARK – Korkunun, Umutsuzluğun ve Sevginin Derinliklerinde
Poldark
POLDARK – Eve Dönüş
liar yalancı
LIAR (Yalancı) – İki Taraf Tek Doğru
bergen
BERGEN – Bir Tek Şarkı Söylerken Utanmadım Ben
romantik komedi filmler
Latte Kıvamında Romantik Komedi Filmleri
Yarına Tek Bilet Elle Çekim
YARINA TEK BİLET – Belki de Karşılaşmalar Tesadüf Değil Kaderdir
BİZ BÖYLEYİZ – Olsaydı Nasıl Olurdu?
Deli Bayramı
DELİ BAYRAMI – Kim Akıllı Kim Deli, Nasıl Ayırt Etmeli?
evlat oyunu
EVLAT – Her Şey Çok Zor
übü hep übü
ÜBÜ HEP ÜBÜ – Übülük Müessesesi Üzerine
yaşamaya dair
YAŞAMAYA DAİR – Yaşamayı Ciddiye Alacaksın
Copy link
Powered by Social Snap