İzledim

ERKENCİ KUŞ – Bana Ellerini Ver

Yaz dizilerinde final çanlarından önce erken final kararları başladı bile… Erkenci Kuş ise kendi gününde zirveye yerleştiği gibi izlenme oranlarının yüksekliği ile dikkat çekiyor. Maşallah…

Dizinin 5. bölüm izlenimlerini konuk yazarım Buke  kaleme aldı. Keyifli okumalar ^^

 

erkenci kuş bana ellerini ver

 

Erkenci Kuş’ta bir haftayı daha geride bıraktık. Geçen hafta Can Sanem’i elinden tutup partiden çıkarırken bitirmiştik bölümü. Emre’nin sözleri üzerine Sanem’in kendini kullanılmış hissedeceğini ve kızgın olduğunu düşündüğümü söylemiş, bu hafta Can’a karşı tavrı nasıl olacak merak ediyorum demiştim.

Bölüm başında gördük ki Can’ın bu tavrı Sanem’i çok da kızdırmamış, hatta Can’ın bu ilgisi bir bakıma hoşuna bile gitmişti. Tabi Can son anda lafı değiştirip ‘sözleşme çalışanlarımdan önemli değil, sana özel yapmadım’ deyince Sanem bozuldu ama belli etmemeye çalıştı. Önce arabaya binmek istemese de Can’a karşı çıkmadı. Yemek yemeye karar verdiler. O sırada partide kazanlar kaynıyordu ve bu kaynama şirkette de devam edecekti. Bir yandan Deren Can’ı arıyordu, diğer yandan Leyla, Ceycey ve Güliz Sanem’i… Sanem’in telefonunun meşgul çalması üzerine Ceycey’in yorumu komikti: “Hepimiz aynı anda aradığımız için olabilir mi acaba meşgul çalması”

Oysaki Sanem ve Can telefonlarını kapatma kararı alarak, herhangi birinin yemeklerine engel olmasını güvence altına almışlardı bile…

Can’ın atölyesine doğru yola koyuldular…

Can ile Sanem’in mekânı terk etmesi sözleşmeyi tehlikeye düşürmüştü.  Ajans sahibi neye uğradığını şaşırmış, olanlara anlam vermeye çalışıyordu. Kızgınlık da vardı tabi işin içinde. Can’ın tavrı onu Aylin ile sözleşme imzalamaya kadar götürdü ki Ceycey duruma el koydu ^^ Can ve Sanem’in sevgili olduğu, aralarının gergin olduğu ve Can’ın Sanem’i kıskandığı yalanını(!) uydurarak Bay Fabrio’yu ikna etti. Böylece ‘ajansın dijital işlerine Aylin’in şirketi diğer işlere ise Can’ın şirketi bakacak’ kararı verildi.

Can ve Sanem’in ise dünya umrunda değildi. Sanem hem yemeği Can’ın yapıyor olması hem geldikleri yerin güzelliği hem de kendi fotoğrafı basılacağından dolayı heyecanlıydı. Can’ın atölyesi hayranlık yaratacak güzellikteydi doğrusu. Gerek iş  gerekse dinlenme amaçlı kendi elleriyle yapmış Can Bey’imiz bu mekanı^^

Üstlerini değiştirmelerinin ardından Can ateş yakmak için odun toplamaya giderken Sanem de salata yapmak için bahçeden malzeme toplamaya koyuldu. Bu arada Sanem’in tişört ve şortun altına giydiği diz altı yün çoraplara anlam veremedim. Bir ‘altı kaval üstü Şeşhane’ durumu söz konusuydu fikrimce. Bir de domatesleri doğradığı sahneyi ‘elini ha kesti ha kesecek’ diye diken üstünde seyrettim. Hayal dünyasında yaşar gibi yüzündeki o saftirik gülümsemesiyle bıçağa ve domateslere bakmadan domatesleri kesmesi gerdi beni…

 

erkenci kuş bana ellerini ver

 

Can Bey’imizi son iki bölümdür nihayet giydiriyorlar derken bu bölüm hop soyuverdiler yine. Odun kırması, sabah atölyenin kapılarını açış şeklinin tam bir kas gösterisi olduğu benim gözümden kaçmadı. Eminim pek çok izleyici de bu hisse kapılmıştır^^

Mangal sahnesi güzeldi. Sanem’in ‘ben içmeyeyim’ dediği halde mangal piştiği sürece Can’ın içkisini içmesi komikti. Bunu fark eden Can bardağı doldurmaya devam etti tabi ki ^^ Sonuçta Sanem’i konuşturacak bir yol bulmuştu ama bu konuşmalardan bir sonuç elde etti mi? Meçhul. Bence fazla bilgi alamadı nişanlı konusunda…

Sıra artık fotoların baskısına geldiğinde Sanem son kez izleme isteğini tekrar etti ama cevap netti:

 “Baskıya girene kadar fotoları görmek yasak!”

Sanem durumu kabul etti ısrarı bıraktı ve içmeye devam etti. Fotoların baskısı bittiğinde ise Sanem artık kafayı bulmuştu ve pikaba plak kondu. ‘Bana ellerini ver’ parçası eşliğinde, Can borcu olan dansın edilmesi için dışarıya davet edildi. Eller birleşti, Sanem sızmanın eşiğindeyken Can’ın dili çözüldü ve itirafta bulunacağı tuttu.

 

  • Sanem sence de artık konuşmamızın vakti gelmedi mi?
  • ……
  • Seni o gece öpen bendim.

 

Tabi Sanem kızımız artık tamamen sızmıştı ve Can’ın bu hayati açıklamasını duyamadı. (Ertesi sabah gece Can’a söylediklerini hayal meyal hatırlayan Sanem acaba bu itirafı da hatırlar mı ilerde diye düşünmüyor değil insan^^)

 

erkenci kuş bana ellerini ver

 

Sanem ve Can tarafında durumlar böyleyken Sanem’e ulaşamayan Leyla’yı bir telaş almıştı ki sormayın. Annesini oyalamak ve Sanem’i idare etmek için akla karayı seçen Leyla, yalanına Ayhan’ı da dahil etti doğal olarak.  Sanem’den haber olmadığını öğrenen Ayhan da telaşlandı ama ortada yok diye mi Can’la olduğu için mi tam çözemedim.

 

[wp_ad_camp_1]

 

Konu Sanemlerin evine gelmişken dizide iki bölümdür keyifle izlediğim ve neredeyse favori çiftim haline gelen Mevkıbe – Nihat ikilisinden bahsetmezsem olmaz. Evet ‘Aşkın yaşı yoktur’ sözünün canlı örneği onlar. Ara ara birbirlerini yeseler de Nihat çokça Mevkıbe’nin sabrını zorlasa bile… Nihat bahçeye ekeceği çiçeğe ‘Mevkıbe’ adını verdi diye 18’lık kızlar gibi sevinip mahcup olan, ‘seviyorum’ diye evin içinde dolanan Mevkıbe sizi bilemem ama bana çok doğal geliyor.

Leyla bu sahne üzerine ne güzel söyledikleri de doğruydu: “Hala aşıklar”

Günümüz gençlerinin anlamakta zorlanacağı bir ilişki bu. Sevgi, saygı, sabır ve anlayış üzerine kurulu. O nedenle Leyla şaşırmakta haklı bu durum karşısında…

O sahnenin akşamında son çiçekleri ekecek olan Nihat saksıyı kırıp toprakların yerlere dağıldığını en masum ses tonuyla Mevkıbe’ye haber verdiğinde kadının Leyla’ya sözleri de aralarındaki sevgiyi gösteriyordu.

“Şimdi benim delirmem lazım dimi… Ama bu sesle konuştuğunda kıyamıyorum. Gidip temizleyeyim.”

Leyla’nın ‘bunu biz yapsak’ sitemi ile bitti sahne.

 

erkenci kuş

 

Bu bölüm bakkalın elden gitmesi üzerine iyice boşluğa düşen Nihat’ın bahçe işlerinden sonra kendini tamir işlerine vererek Mevkıbe’yi çileden çıkardığı sahneleri kahkahalarla izledim.

– Mevkıbe tornavidayı versene.

– Onu değil yıldız olanı Mevkıbe.

– Su Mevkıbe.

– (Su işi sende. Sen tamir edeceksin su gelecek diyen kadına) Kendim için istiyorum susadım Mevkibe…

 

Bu Mevkıbe adını DEĞİŞTİRMESİN de ne yapsın ama…

 

Mevkıbe ve Nihat konuşmadan da anlaşabiliyorlar. Mevbike’nin gözlerini belerterek Nihat’a bakması üzerine Nihan’ın kendini dolaba kapatıp korkudan dışarı çıkamaması hatırlasanıza…

‘Son contayı sıkıp işi bitiriyorum’ dediği anda borunun patlaması ise Mevkıbe’nin sabrının son noktasıydı. Ev sular altında kalsa yeriydi o sahnede.

Mevkıbe’nin sinirli halinin aksine Nihat sakin bir adam. Sinirlenmiyor mu? Sinirleniyor. Ama parladığı anda sönüveriyor da. Mevkıbe bile şaşırdığı bu durumu Nihat ‘yapım böyle’ diyerek açıklıyor.

Biraz da mahalleye uzanalım: En kritik nokta Muzaffer!  Herkesin Muzaffer’i kullanması iyice canımı sıkmaya başladı.

-Fare lazım Muzaffer.

– Araba lazım Muzaffer.

-Yardım lazım Muzaffer.

 

Sanem’e karşı duygularını kullanmasınlar artık şu adamın. Sanem’in nişan haberi de yıktı adamı, meraklı komşu Meraklı Melahat sağ olsun!

Sanem ve Can atölyedeki gecenin sabahında neyle karşılaşacaklarını bilmeden ayrıldılar. Can Sanem’i eve bıraktıktan sonra Çakal İhsan hakkında öğrendiği bilgilerin ışığında adamı tehdit ederek bakkalı iade etmesini sağladı.

Sanem ise annesine Ayhan’da kalmasının hesabını verdi önce. Ablasının onu korumak için yalan söylemesi ayrıca mutlu etti onu. Leyla ile yaptığı konuşmada Leyla kardeşine Can ile ilgili korkularından bahsetti ve ondan Can’la bir gelecek hayal etmemesini istedi. Sanem Can’a karşı bir şey hissetmediğini iddia ededursun iki cephede de ateş bacayı sarmıştı. Can’ın Bay Fabrio’yu kıskanmasının ardından bu kez de Sanem’in önce Arzu’yu şimdi de Polen Hanım’ı kıskanması bu durumun açık bir kanıtı değil mi? Kendilerini kandırmaya daha ne kadar devam edecekler merak ediyorum. Zira çevrelerinden kimseyi aksine inandıracak kadar saklayamıyorlar duygularını.

 

erkenci kuş bana ellerini ver

 

Çakal İhsan’ın bakkalı iadesi etmesi aile içinde büyük sevinç ile karşılandı. Hemen Çakal Bakkal yazısının yerini Leyla Bakkal yazısı aldı. Tek bir sorun vardı: Mevkibe Çakal İhsan’a sinirlenmiş ve bakkaldaki tüm malları mahalleliye dağıtmıştı ve bunun sonucunda ellerinde satışa koyacak ürün kalmamıştı. Ama Mevkıbe bu işi düzeltmekte kararlıydı ve yaşam koçu Ayhan’ın yanında aldı soluğu. Derdini anlattı Ayhan çözüm bulacağına dair söz verdi. Bunun üzerine Muzaffer’i de aldı yanına ve düştüler yola. Kapı kapı dolaşıp mahalleliye bir şeyler anlattıkları sahnede evlerden erzak toplayacaklar diye düşündüğüm doğrudur.

Bakkala gelen müşterileri eli boş göndermek içlerine dokunmuştu Nihat ve Mevkıbe’nin. Nihat dükkânı kapatıp gitmek isterken Mevkıbe sabretmelerini, Ayhan’ın geleceğini söylüyordu. Nihat inanmasa da Ayhan ve Muzaffer geldiler, üstelik mahalleli ile birlikte. Bu sahnede Ayhan’ın planı da ortaya çıkmış oldu. Mahalleli bakkala birikmiş borçlarının bir kısmını ödemek istediklerini söylediler. Mevkıbe ve Nihat bu durum karşısında duygulandılar. Nihat aldığı ödemeleri veresiye defterinden silerken Mevkıbe minnetle Ayhan ve Muzaffer’e bakıyordu. Mevkibe ikisine de içtenlikle teşekkür etti. Bu güzel mahalle sahnesi en beğendiğim sahnelerden biri oldu ve içimi ısıttı…

 

[wp_ad_camp_1]

 

Şirkete geldiklerinde Can da Sanem de yeni bir oyun içinde buldular kendilerini. Artık sevgili oldukları tüm şirkette duyulmuştu ve bu konuda yalanlama haberini yapmak Ceycey’e düştü. Ne de olsa ortalığı o karıştırmıştı, toparlamak da ona düşerdi elbet. Bu sevgililik meselesi Can’ı da Sanem’i de kızdırdı. Hoş Sanem’i asıl kızdıran Polen’i öğrenmek olmuştu ve kendi kendine triplere girdi. Sanki Can ona umut vermiş, sanki aldatmış gibi hallere bürünmesi bana anlamsız geldi doğrusu.

Can sözleşmeyi imzalamaktan vazgeçtiğini söylese de Deren babasını ve çalışanları ona hatırlatarak onu bu kararından vazgeçirdi. Bu arada gelen Fabrio da Can’dan önceki geceki yanlış anlama için özür diledi. Sanem’le de görüşmek isteyen Fabrio Can’dan onayı aldı ancak Sanem kaprisleri ile ikisini de daha zor bir duruma düşürecek hatayı yapmış oldu. Can ve Sanem odada yüzük yüzünden kavga ederken gelen Fabrio’nun onları nişanlı sanıp tebrik etmesi ile sevgililik oyunu nişanlılık oyununa dönüştü.

Sanem: Şimdi bu adam bizi niye kutladı?

Can: Eee nişanımızı. Akşam sen, ben, Fabrio yemekte nişanımızı kutlayacağız. Hayırlı olsun.

Akşam yemek için hazırlanmaya eve gelen Sanem büyük bir sürprizle karşılaştı. Can onu almaya erken gelmekle kalmamış bir de anne babanın gönlünü fethetmişti. Can Mevkıbe için ideal damat adayı olmuştu bile. Artık Sanem söyleyecek söz bulamıyordu.

Yemekte tanışma hikâyelerini anlatma sahnesi tam bir şamataydı. Tanışma yerine aynı anda cevap veren ikiliden Sanem’in Kayseri, Can’ın Paris demesi üzerine biri komik, diğeri romantik iki tanışma sahnesi izledik.  Bu hafta beğendiğim bir diğer sahne de buydu.

 

Sanem: Kayseri’de bir lokantada mantı yiyordum.

Can: Kayseri’de mantı… Beklenmedik bir durum…

………

Can: Paris’te bir gece yağmur yağıyordu. Sinemanın önündeydim içeri girdim. Bilet sırasında beklerken önümdeki kıza doğru yaklaştım. Muhteşem bir koku geldi burnuma. İçeri karanlık. Kıpırdayamıyorum heyecandan. Sonra hafifçe döndü. Baktım Sanem. Sonra cesaretimi topladım, omzuna dokundum. ‘Hatırladın mı beni?’ dedim. Malum ilk önce Kayseri’de…

 

Tanışma hikayesini tekrar izlemek isteyenler için:

 

Sanem Can’la bu nişanlılık hikâyesinin bu yemekle biteceğini sanıyordu. Ertesi sabah ise ajans için çalışacak tüm şirketlerin katılacağı bir kaynaşma kampında başka bir nişanlılık oyunu oynayacaktı. Mahallemizin yakışıklı, tüm kızların gözdesi ama gözü Leyla’dan başkasını görmeyen Kasap Osman’ı ile nişanlılık oyunuydu bu.

Osman’ı bu oyuna ikna etmeleri kolay olmadı. Son koz olarak Leyla’yı kullanan Ayhan ve Sanem sonunda amaçlarına ulaştılar.

 

erkenci kuş bana ellerini ver

 

Katıldıkları kamp kaynaşma kampından ziyade savaş meydanı havasındaydı. Aylın açık savaş ilan etmişti Deren ve ekibine karşı. Karşılıklı oyunlar Sanem’in saftirik halleri sayesinde genel olarak Aylin lehine sonuçlandı. Aylin ve Sanem’in bir arada olması Emre için büyük tehlikeydi ve Emre kuyumcudan gelen telefon ile bu tehlikeyi fark etti. O andan itibaren yeni bir sorunumuz vardı: YÜZÜK

Geçen hafta Aylin Emre’nin yüzük aldığını öğrenmişti. Partide Aylin yüzüğü Sanem’in parmağında görecek diye düşünmüştüm ama olmadı. Bu hafta ise kampta yüzük Emre ve Sanem arasında resmen mekik dokudu. Emre Aylin’in yüzüğü bildiğini öğrendiği için yüzüğün kendinde kalması, Can’la yan yana geldiklerinde ise Sanem’in takmak için alması konusunda Sanem ile anlaştı. Sanem artık bu yüzük durumdan sıkıldığı için seve seve kabul etti.

Osman ile nişanlılık olayı biraz fiyaskoydu. Osman o havaya giremedi zaten. Sanem’in Can’la onu uzak tutma çabalarını izlediğimiz sahnelerde biraz sıkıldım. Can’a karşı ‘mutlu nişanlı’ halleri takındığı sahneler doğallıktan uzaktı. Tam da bu anda sürpriz yapıp gelen Fabrio sayesinde Sanem iyice zor durumda kaldı. Osman’ı Leyla ile gönderip Can’ın yanına koştuğu, Emreden gizli gizli yüzüğü alıp verdiği sahneler komikti.

Sanem’in Emre’nin ikide bir gelip yüzüğü istemesine anlam verememesi ve bu konuda Emre’yi sıkıştırıp yüzüğün daha önce Aylin’in olduğunu öğrenmesi ile sonuçlandı. Sanem bu duruma şaşırdı ve doğal olarak hoşuna gitmedi.

Bu arada Sanem ve Emre’yi baş başa konuşurken görüp kıskançlık krizine giren Aylin, Sanem’in Emre’ye verdiği kampanya dosyasındaki resimlerini çalarak bir yıl önce çekilmiş gibi internete verilmesi için arkadaşıyla anlaştı. Bu tehlikeli oyunun sonuçlarını hep birlikte izleyeceğiz.

Can ise Sanem’in paniği ve huzursuzluğunun Fabrio’ya karşı oynadıkları bu nişanlılık oyunu ile ilgili olduğunu sandığı için ona bu oyunu oynamak zorunda olmadığını söyledi. Sanem’e gidebileceğini söylediği final sahnesi Sanem’in “Git derseniz giderim, kal derseniz kalırım” cevabı ile son buldu.

 

erkenci kuş bana ellerini ver

 

Yeni bölümde Muzaffer ve Ayhan’ın da kampa gitmesiyle işler daha da karışacak gibi duruyor. Bakalım Sanem’in Can’a itirafı ne olacak? Yeni bölümde görüşmek üzere…

 

Erkenci Kuş –   6. BÖLÜM FRAGMANLARI

 

 

 

Dizi ile ilgili diğer yazılar için İzledim / Erkenci Kuş kategorisine göz atmayı unutmayın…

Noel Pazarları
AVRUPA – En Güzel Noel Pazarları
sığacık ada masalı
SIĞACIK SEFERİHİSAR – Ada Masalı’nın Çekildiği Yer, Nam-ı Diğer Kırlangıç Adası
Alaçatı Tatil
ALAÇATI – Sanki Ege’de bir Vaha
gezdim gördüm san diego
AMERİKA – San Diego
Mekanlar Tarifler
Sütlü Tatlı
Yılbaşında Yapabileceğiniz 5 Şahane Sütlü Tatlı
LONDRA – Londra’da Öğleden Sonra Çayı
künefe
Bir Değil İki Değil Çok Çeşitli Künefe
BRIDGERTONE
BRIDGERTONE – Gölge Oyunları
BRIDGERTONE – Dearest Gentle Reader
Şimdiki Aklım Olsaydı (Si lo Hubiera Sabido)
ŞİMDİKİ AKLIM OLSAYDI (Si lo Hubiera Sabido) – Ne Dilediğine Dikkat Et!
Poldark
POLDARK – Korkunun, Umutsuzluğun ve Sevginin Derinliklerinde
bergen
BERGEN – Bir Tek Şarkı Söylerken Utanmadım Ben
romantik komedi filmler
Latte Kıvamında Romantik Komedi Filmleri
Yarına Tek Bilet Elle Çekim
YARINA TEK BİLET – Belki de Karşılaşmalar Tesadüf Değil Kaderdir
BİZ BÖYLEYİZ – Olsaydı Nasıl Olurdu?
Deli Bayramı
DELİ BAYRAMI – Kim Akıllı Kim Deli, Nasıl Ayırt Etmeli?
evlat oyunu
EVLAT – Her Şey Çok Zor
übü hep übü
ÜBÜ HEP ÜBÜ – Übülük Müessesesi Üzerine
yaşamaya dair
YAŞAMAYA DAİR – Yaşamayı Ciddiye Alacaksın
Copy link
Powered by Social Snap