İzledim

HEKİMOĞLU – Geçmişe Yolculuk

Hekimoğlu  reytingleri bir önceki haftaya göre Total’de gerilerken AB ve ABC1 de yükselmiş. TOTAL: 3.10 ile 6.  –  AB: 4.66 ile 4.  – ABC1 : 4.16 ile 4.sırada.  Bu hafta Salı günü yeni bir dizi daha başlıyor, bakalım bu haftaki sonuçlar nasıl gelecek…

Konuk yazarım Buke ‘nin kaleminden Hekimoğlu  Yeni Sezon’un ikinci bölüm değerlendirme yazısına göz atmak ister misiniz?  Keyifli okumalar^^  (For my foreign followers, please go to select language section for google translate. On the top right side of the screen for desktop, Last line on the hamburger menu bar for mobile)

 

Hekimoğlu 16. bölümü ile ekranlardaydı bu hafta. Bu bölüm izlediğimiz 16 bölüm içindeki en orijinal bölümdü diyebilirim. Sahneler arası geçişler, hikaye çok iyi kurgulanmıştı. Aynı zamanda çok eğlenceliydi ama dram kısmı da güzel işlenmişti. Kendi adıma büyük bir keyifle hatta çoğu yerinde kahkahalarla izledim bölümü.

Yeni bölüme dizi içinde diziyle başladık. Ateş yine kayıptı ve İpek her yerde onu arıyordu. Zeynep ve Mehmet Ali, Hekimoğlu’nun yeriyle ilgili fikir yürütürken, en iyi tespit Emre’den geldi.

 

Emre: Bence burada arkadaşlar çünkü dizisi başlayalı tam 8 dakika olmuş.

Zeynep: Delirdin herhalde. Bu saatte ne dizisi?

Emre: Valla deliren ben değilim Zeynepçiğim, Hekimoğlu. Adam sabah sabah dizinin tekrarlarını bile izliyor.

Zeynep: Yok artık.

 

Muzo, Aysel Hemşire’ye olan zaafına yenik düşmeseydi, İpek hastanede Ateş’i hayatta bulamazdı ama aşk işte Muzo’ya Ateş’in yerini söyletiverdi. Dizinin de reklama girmesiyle Ateş İpek’in odasına gitmek zorunda kaldı. Bu arada Aysel Hemşire’yi de ajan ilan etti.

Bu bölüm Ateş’e poliklinik dışında bir görev verilmişti. Rahatsızlanan Erhan Hoca’nın yerine derse girecekti. Ateş basta itiraz etti ama iş polikliniğe çıkma konusunda pazarlığa dönüşünce, iki saat polikliniğe çıkmama karşılığında ders vermeyi kabul etti Ateş. Dolayısıyla bu hafta poliklinik hastamız olmadı.

Derse gitmeye hazırlanan Ateş’i hastanede bir sürpriz bekliyordu: Eski eş Selin’in ziyareti. Selin rolüyle dizimize konuk olan Belçim BİLGİN hoş gelmiş. Kendisini ekranlarda izlemeyi özlemiştik.

 

 

Selin’in gelişi Ateş’i epeyce sarstı. Evlendiğini öğrenmek de. Kocasını tedavi etmesini istemesi de… Hoş Orhan haftalar önce Ateş’e Selin’in evlendiğini haber verecekti, tabi Ateş “Onun hayatıyla ilgili bir şey bilmek istemiyorum.” demeseydi.

Ateş, Selin’in kocasının dosyasına baktı bakmasına ama öyle üstünkörü bir biçimde. Hatta hasta olmadığını düşünerek. Tüm bunları Selin’e de söyledi. Selin ise eşini tanıdığını, rahatsız olduğunu, kaç hastane, doktor gezdiklerini, hiçbirinin bir şey bulamadığını söyledi. Öyle ki eşinin kişiliğinde bile değişiklikler olduğunu söyledi Selin bu rahatsızlık yüzünden. Ve tabi Ateş ile oldukça uzun bir zaman birlikte olduğu için birinde bir tuhaflık olduğu zaman fark edeceğini de eklemeyi unutmadı.

Ateş’in Selin’in evli olmasına verdiği tepki karşısında Selin de haliyle: “Bir daha evlenmeyeceğimi mi düşünüyordun?” diye sordu Ateş’e. Ateş ise “Çürük biriyle evleneceğini düşünmezdim” diye cevap vermekten geri kalmadı tabi ki. Acelesi olduğu gerekçesiyle Selin ile konuşmayı kısa kesmeye çalışan Ateş, en sonunda bir itirafta bulundu.

 

Ateş: “Haklısın, o kadar da meşgul değilim. Kocanın yaşamasını istiyor muyum onu bilemedim. Seni gördüğüme sevindim.”

 

Nihayet ders saati gelip çattığında Hekimoğlu’nun sınıfa girmesiyle kolay kolay unutulmayacak “Tıpta Tanı ve Ayırıcı Tanı” dersi başlamış oldu. Dersin konusu bacak ağrısıydı. Kahramanlarımız bir çiftçi, bir voleybolcu, madde bağımlısı hasta, bir de bisiklet yarışçısı Defne Samyeli… Defne Samyeli adı öğrencileri şaşırttı ama Ateş’ten açıklama gecikmedi.

 

Defne Samyeli’yi tedavi etmedim. Neden? Biliyorsunuz burada hastaları anlatırken, tedavi ettiğimiz hastaların kimliklerini gizli tutuyoruz, öyle değil mi? Bir de hep orta yaşlı kıllı tüylü adamları anlatmaktan gına geldi. Biraz gözümüz gönlümüz şenlensin canım.

 

 

Defne Samyeli sahneleriyle renk kattı dizimize. Ateş de her hastanın yerine Defne Samyeli’yi koymaktan geri durmadı tabi. Yeri geldi çiftçi oldu, yeri geldi madde bağımlısı hasta oldu. Bölümün Defne Samyeli sahneleri, dizinin orijinalinde nasılmış diye baktım. Bizim sahneleri bayağı başarılı buldum. Böylece ilk kez Doktor House’un bir sahnesini izlemiş oldum. Gerçekten de sahnesinden repliğine birebir orijinaline bağlı kalınmış dizinin. Şaşırdım ama takdir de ettim. Çünkü uyarlama diziye özgünlük katmak bazen dizinin büyüsünü bozabiliyor. Hekimoğlu kesinlikle başarılı bir uyarlama.

 

 

Sahneyi izleyip yorumu size bırakıyorum. Bizimki mi orijinali mi?

 

Defne Samyeli mi, Carmen Electra mı?

 

Müstakbel doktor adaylarımız da renkli karakterlerdi. Ateş’in tabiriyle sınıfın parlak öğrencisi, isyankar şirin, Zuhal ile Meral’in Meral’i   yufka yürekli şirin… Daha çok öğrenci vardı ama canlandırmalarda bu üç öğrenci eşlik etti Hekimoğlu’na. Hekimoğlu iyi bir doktor olmak dışında iyi bir öğretmen olduğunu da kanıtladı diye düşünüyorum.

 

Hekimoğlu’nun köleleri

 

Olay yeri inceleme ekibimiz de anlatılan vakalarda ve canlandırmalarda yer almaktan nasiplerini aldılar. Mehmet Ali ile Emre’nin çiftlikte yılan arama sahnesi, sahnenin replikleri çok iyiydi. Zeynep de hasta muayene ve teşhis sahnelerinde yer aldı.

Dersin ilk yarısı bittiğinde, önce Orhan ardından İpek, Ateş’i, Selin’in kocasını tedavi etmesi için ikna etmeye çalıştı. Ama Ateş bu numaraları yemedi ve hastayı tedavi etmeme konusunda kararlığını bozmadı. Üzerindeki baskılardan bunalan Ateş ortadan kayboldu. Selin onun Mihrabat Koruluğu’na gitmiş olduğunu düşünerek Ateş’i orada aradı ama bulamadı. Sonraki sahnede öğrendik ki orası Ateş’in Selin’e evlilik teklif ettiği yermiş. Ve Selin’in kocası için Ateş’ten yardım istediği o gün evlilik teklifinin yapıldığı günmüş.

Selin Ateş’i hastanenin karşısında bir ağacın altında otururken bulduğunda, ona bugün gelmesinin tamamen tesadüf olduğunu söyledi ama Ateş’in bu konuda şüpheleri vardı. Kocasını tedavi etmeyeceğini bir kere daha açık açık söyledi Selin’e.

Olay yeri inceleme ekibimiz ders arasında doktor adaylarıyla yemekte karşılaştılar. Vakalardan bahsederken voleybolcu, çiftçi ve madde bağımlısı hastayı sayınca öğrenciler, Zeynep’in dikkatini daha önce bacak ağrısıyla gelen bir madde bağımlısı hasta olmadığı çekti. Zeynep konunun üstüne gidip bunun hangi vaka olduğunu Ateş’e sorduğunda, Ateş’in verdiği kaçamak cevaplar Zeynep’i şüphelendirdi ve dersin ikinci yarısında derse dahil oldu.

Dersin ikinci yarısıyla Hekimoğlu’nun geçmişine yolculuk başladı. Zeynep haklıydı ve Ateş, madde bağımlısı hasta adı altında kendi bacağının hikayesini anlatıyordu. Derse sonradan Emre, Mehmet Ali ve Orhan da katıldı.

Ateş’in anlattığı üç hastanın bacağı da sonunda kesilme tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır ve aslında hepsi de Ateş’in hikayesine bağlanmıştı.

 

hekimoğlu ateş

 

Yanlış konmuş bir doktor teşhisi sonucuna, Ateş’in inadı ve geciken tedavi eklenince, bacakta oluşan kas ölümü sebebiyle bacağı işlevini büyük ölçüde yitirmiş ve ameliyatla alınan alan geniş olduğu için 5 senedir ağrıları devam ediyormuş. Ateş beş sene önce rahatsızlandığında ameliyat olmak istememiş. Bacağının kesilmesine de razı olmamış.  Zor bir tedavi sürecini tercih etmiş.  Ancak dayanılmaz ağrılarını eşi Selin ve doktoru İpek kaldıramamış. Ne yaparlarsa yapsınlar Ateş’i ameliyata, bacağın kesilmesine ikna edememişler. Ateş’in kalbi bu ağrılara dayanamayıp durma noktasına gelmiş. Müdahaleyle hayata döndürüldüğünde bu ağrılı süreç gecene kadar uyutulmayı talep etmiş. Bu sırada İpek Selin’e üçüncü bir ihtimalden bahsetmiş. Bacak kesilmesi ve Ateş’in tedavisi arasında başka bir ameliyat. Bacak kesilmeyecek ama ölü kas dokusu alınacak. Bu tedavinin kotu yani ağrıların ömür boyu devam edebilecek olmasıymış. Selin ise Ateş’in itirazlarına rağmen her türlü belgeyi imzalamayı göze almış. Yeter ki Ateş ölmesin… Ateş uyutulduğunda, kendisinden habersiz, Selin’in izniyle, İpek’in bahsettiği ameliyata alınmış Ateş. Ve muhtemel ki bu ameliyat sonrasında, isteği dışında davrandığı için Selin ile ayrılmışlar. Açık açık söylenmese de yıllardır süren ağrıları ve işlevini yitirmiş bacağından dolayı hala Selin’i suçladığı hissediliyor.

 

Hekimoğlu ateş

 

Bölümün en can alıcı sahnelerinden biri Ateş ile doktoru Hekimoğlu’nun karşılıklı sahnesiydi. Ateş bu sahnede geçmişi ve kendisiyle yüzleşiyordu. Kedi ezip umursamayan bir baba ve babanın sözünden çıkmayan bir anneye duyulan kırgınlık vardı bu yüzleşmede. “Bir bacak uğruna hayatından vazgeçmek mi hayatın uğruna bacağından vazgeçmek mi?” dersi verdi Hekimoğlu Ateş’e. Timuçin Esen mükemmel bir performans sergiledi.

Ders sona ererken hastanın kararı mı doğru, esinin yaptığı mı tartışılıyordu öğrenciler arasında. Karısının habersiz böyle bir karar veremeyeceğini savunan da vardı, yaptığını doğru bulan da kararı vermesi gerekenin hasta olduğunu savunan da. İsyankar Şirin, hastanın aptallık ettiğini, esinin onun hayatını kurtardığını söyledi. Belki de bu son cümlenin etkisiyle Ateş eve gittiğinde Selin’i aradı ve ertesi gün saat 10’da randevuda boşluğu olduğunu, kocasının randevuya geç kalmamasını söyledi. Selin teşekkür etti ve bölüm sona erdi.

Fragmanlardan edindiğim izlenimlerle Ateş’in Selin’i hala sevdiğini hissettiğimi söylemiştim geçen hafta. Bölüm ve yeni fragmanlar ışığında bundan artık iyice emin oldum diyebilirim.

Bir doktor olarak Ateş’in hastayı eski eşinin kocası olduğu için tedavi etmek istememesi ne kadar etik bilemedim. Ortada bir Hipokrat Yemini varken böyle bir davranış Ateş’e yakışmaz bence. Fragmanda eşinin durumunun kötüleşmesine sevinmesi hoş değildi. Bir anda tereddüde düşmedim değil gerçekten mi hastalığı ve tedaviyi bulamıyor yoksa bulmak mı istemiyor Ateş. Tüm bunlar fragman   yanılsaması da olabilir tabi.

Zeynep de Ateş’in hala Selin’i sevdiğini görüyor sanki bu bölüm ve Ateş’in sevemediği kişinin kendisi olduğunun farkına varıyor. Ateş sevdasından vazgeçer belki artık Zeynep.

Yine güzel bir bölüm bekliyor bizi gibi görünüyor. Yeni bolümde görüşmek dileğiyle…

 

Hekimoğlu bölüm yorumlarını buradan okuyabilirsiniz.

 

Noel Pazarları
AVRUPA – En Güzel Noel Pazarları
sığacık ada masalı
SIĞACIK SEFERİHİSAR – Ada Masalı’nın Çekildiği Yer, Nam-ı Diğer Kırlangıç Adası
Alaçatı Tatil
ALAÇATI – Sanki Ege’de bir Vaha
gezdim gördüm san diego
AMERİKA – San Diego
Mekanlar Tarifler
Sütlü Tatlı
Yılbaşında Yapabileceğiniz 5 Şahane Sütlü Tatlı
LONDRA – Londra’da Öğleden Sonra Çayı
künefe
Bir Değil İki Değil Çok Çeşitli Künefe
Şimdiki Aklım Olsaydı (Si lo Hubiera Sabido)
ŞİMDİKİ AKLIM OLSAYDI (Si lo Hubiera Sabido) – Ne Dilediğine Dikkat Et!
Poldark
POLDARK – Korkunun, Umutsuzluğun ve Sevginin Derinliklerinde
Poldark
POLDARK – Eve Dönüş
liar yalancı
LIAR (Yalancı) – İki Taraf Tek Doğru
bergen
BERGEN – Bir Tek Şarkı Söylerken Utanmadım Ben
romantik komedi filmler
Latte Kıvamında Romantik Komedi Filmleri
Yarına Tek Bilet Elle Çekim
YARINA TEK BİLET – Belki de Karşılaşmalar Tesadüf Değil Kaderdir
BİZ BÖYLEYİZ – Olsaydı Nasıl Olurdu?
Deli Bayramı
DELİ BAYRAMI – Kim Akıllı Kim Deli, Nasıl Ayırt Etmeli?
evlat oyunu
EVLAT – Her Şey Çok Zor
übü hep übü
ÜBÜ HEP ÜBÜ – Übülük Müessesesi Üzerine
yaşamaya dair
YAŞAMAYA DAİR – Yaşamayı Ciddiye Alacaksın
Copy link
Powered by Social Snap