Camdaki Kız 6. Bölümde reytingler, Total’de 6,08 reytingle 2. AB’de 8,07 reytingle ve ABC1’de 8,02 reytingle 1.lik… İlk defa böyle sert bir düşüş yaşadı. Bakalım zaman ne gösterecek. Bölüm yorumu konuk yazar Elma Şekeri‘nden. Keyifli okumalar…
Nalan’ın çileli ve karmakarışık hayatında bir bu arsa işi eksikti o da oldu. Artık olaylar olaylar… Nalan’ın müstakbel kayınpederi Rafet Koroğlu’nun, ailesini bile evde isyan bayraklarını çekme noktasına getiren Yeniköy’deki çok değerli arsasına Nalan’ı ortak ederek görünür sebep torunlarına miras bırakmak; buzdağının altında ise ne tip bir hesap var bilinmez ama yaptığıyla adeta dinamitleri birer birer ateşledi. Bu olay sayesinde yavaş yavaş Koroğlu Evi’nin hanımı Gülcihan’ın aşiret kızı olduğu, Muzo’nun doğumundan sonra bir travma yaşadıkları gibi geçmişlerine dair küçük ipuçları da almaya başladık. Ancak Gülcihan’ın gaza gelip evden ayrılmış gibi yapıp saf saf AVM’de Rafet Koroğlu’nun onu eve getireceğine inanmasına gülsek mi, düştüğü duruma hüzünlensek mi bilemedim.
Ama şu Rafet Koroğlu’nun oldukça ileri gittiği de kesin; tamam mal mülk senin, sen kazandın ama bu hayatta onları yaparken Gülcihan’ın varlığı hiç mi hayatını kolaylaştırmadı mı? Sedat fasulyeden de olsa Gülcihan sana üç çocuk ve kocaman bir aile vermedi mi… Aslında bunların hepsi bir dizinin senaryosu gibi ama gerçek hayatta da erkekler çalışıp, “her şeyi ben başardım, ben kazandım” diye böbürlene dursun; onların arkasını kollayan, hayatlarını güzelleştiren, dengeleyen eşlerine de çoğu kez tam bir Rafet Koroğlu hoyratlığında davranabiliyor. Yazık…!
Rafet Koroğlu bu hafta hanesine tek puanı ise Nalan ve Tako Bey ile yetiştirme yurduna yaptıkları ziyaret ve bu ziyaret sırasında Tako Bey ile hikayesini anlatarak aldı benden. Bir çocuğun hayatını nasıl değiştirdiğini göstererek…
Bu arada Gülcihan hanımcım, Rafet Koroğlu’ndan habersiz koskoca yalının tapusunu üzerine geçirebileceğine nasıl inandın ne yedin ne içtin de bu kafaya geldin işte o kısmı hiç anlamadık! ? Bir de sonunda AVM’de Tako Bey’e yakalandın tam oldu… Şimdi ayıkla pirincin taşını.
Arsaydı, tapuydu derken bu meselelerin en çok yıprattığı isim Nalan oldu… Normal şartlarda evlenmeye ve bir aileye katılmaya hazırlanan müstakbel bir gelinin önce arsa sonrasında kendisine hediye otomobil alınmasına sevinmesi gerekirken evlerden ırak annesi Feride Hanım yine her şeyi Nalan’a zehretmeyi başardı. Kaç gün geçti hala o Feride hanımın Nalan’a cep telefonunu açık tutturup sürekli “Nalan, Nalan, Nalan…” diye çemkirmesi kulaklarımda. Psikolojimi bozdu resmen… Senin kızın Türkiye’nin en zengin ailelerinden birine gelin gidiyor Feride Hanım farkında mısın?
Siz de gelir seviyesi düşük bir aile değilsiniz; aksine boğazda, denize sıfır, süper bir yalıda oturup Koroğlu Ailesine nerdeyse tur bindirmiş durumdasınız hala “Sonra başımıza kakacakları pahalı bir hediyeyi asla kabul etmeyeceksin” diye Nalan’a baskı yapmak da neyin nesi?!
Hele bir de bu bölümde Nalan’a “Ben seni kayınpederine kukla olasın” diye yetiştirmedim diye çıkışı yok muydu vallahi ağız dolusu güldüm. Şaka mısınız siz Feride Hanım? Nalan’a asıl siz ne yaptınız bir baksanıza… Bu kız evlenince ne yapacaksın acaba, bu sefer ne sebep bulup da gereceksin kızcağızı…
Bu arada size de her bölümde mutlaka şu korse giyme sahnesini görmekten gına gelmedi mi? Tamam anladık Feride hanımın delilik düzeyini de bize de yazık… Zaten Nalan’ı o iç çamaşırlarıyla dolu bodruma gece boyu kilitlemesi de yeteri kadar gerdi hepimizi… Salın biraz bizi de…
Bu kadar insanı geren sahne arasında bu bölüm Cana da beni güldürecek bir salvo yaptı hakkını yemeyeyim. Kadın; bildiğin çapsız, her bulduğu kıza yazan Sedat’a da Nalan ile düğün alışverişi için gittikleri mücevherciden evine randevu verdiği kıza da bildiğin ahlak dersi verdi.
Cana’cım nedir bu haller? Daha düne kadar evli ve iki çocuklu kadın iken Sedat ile o evde olan sendin…
Her şeyi eline yüzüne bulaştıran bu Sedat’ın midesizlikleri de kabak tadı veriyor o da başka. Hala müsamere çocuğu kıvamında icra edilen Sedat rolünde kifayetsizlik, eziklik yine tavan. Babadan izni kaptı diye; kendine binlerce liralık saati araya sıkıştırmayı da tezgahtar kıza mücevher alma işini de ancak sen yapardın zaten Sedat, pes ki ne pes… Ama gördüğün gibi 450 bin TL’lik hesap Muzo’dan döndü. Nalan’ın nişanlısı sensin ama Muzo Nalan’ın neyi, ne kadar yapabileceği konusunda senden çok daha iyi fikir sahibi. Ah şu Muzo’nun yumuşak kalbi olmasa görürdün sen başına gelecekleri de neyse…
Muzo, Nalan’dan gelen çiçekten ne kadar mutlu ama değil mi? Ah Muzo’cuk bir üstü yanık sütlaç, bir çiçek… Mutlu olman için yetiveriyor…
Ve gelelim finale… Nalan’ın en yakın ve tek arkadaşı Billur bazen hem Nalan’ı hem beni yoruyor. Tamam Nalan mutlu olsun, hayata karışsın istiyorsun da Nalan’ı sürekli Sedat ile yakınlaşsın diye doldurmak da neyin nesi. Nalan Sedat ile buluşmak için banyoda giyinirken bir ara Billur’ın bır bır bır konuşmasından ve yakınlaşmaya, öpüşmeye dair yorumlarından o kadar yoruldum ki; kumandaya basıp kapatasım geldi.
Zaten Billur’dan gazı fazlasıyla alan Nalan da durdu durdu Sedat’ı dudaklarından öperek yapacağını yaptı. Hem kendini hem de Feride hanımın devrelerini bir yaktı ki artık yeni bölüm sanırım yangın yeri olur… Çekirdekleri aldık çitlemek için bekliyoruz heyecanla…
Göz atmanızı öneririz: Camdaki Kız Bölüm Yorumları
