İzledim

ARIZA – Gerçekler Er Geç Ortaya Çıkar

Arıza 16. bölümde 3 grupta da reytingini arttırdı, henüz 7 reyting barajını geçemese de bu hafta çok yaklaşmış. Total’de 6,95 reyting ile 4., AB’de 5,01 reyting ile 5. ve ABC’de 6,06 reytingle 4. oldu. Bölüm izlenimleri konuk yazar Gözde‘nin kaleminden. Keyifli okumalar ^^

2020’yi uğurlarken bugüne kadarki en iyi bölümüyle ekrana geldi Arıza. Kesinlikle iki haftadır yeni senaristlerimiz dokunuşlarıyla dizi şahane ilerliyor. Bu bölümü o kadar beğendim ki ne kadar övsem az. Özellikle Ayça Ayşin Turan ve Ahmet Mümtaz Taylan muhteşem oyunculuklarıyla bölümün yıldızıydılar kesinlikle. Bölümün en sevdiğim yönü özellikle ilk yarısında sık sık yer verilen flashback’lerdi. Böylece daha dinamik bir tempo sağlanmıştı.

 

 

Geçtiğimiz bölümü ölüme götürülen Burak’ın, babasının planıyla tam kurtulacakken bulunduğu arabaya Ali Rıza’nın binmesiyle noktalamıştık. Ali Rıza Burak’ı infaz edeceği yere götürdüğünde mezar bile şimdiden kazılıydı. Burak ölüm korkusu içinde bile her zamanki o duygusuz üslubunu hiç bozmadı. Sanırım hiçbir şey Burak’ı değiştiremeyecek. O hep siyah bir karakter olarak kalacak.

 

Burak: “Öteki tarafa gidiyorum, var mı benden bir isteğin? Eğer istersen, bir mesajın varsa ileteyim kardeşine.”

Ali Rıza: “Sen onla karşılaşmayacaksın. Çünkü sen Cehennem’in dibine gidiyorsun.”

Burak: “Ama bak Ali Rıza böyle gidersen sen de benim yanıma gelirsin. “

Ali Rıza: “Adalet yerini bulsun da varsın kıyamet kopsun. O zaman anlarız kimin Cennet’e kimin Cehennem’e gideceğini.”

 

Burak’ın zaten ölmeyeceğinden emindim, ama bunun nasıl gerçekleşeceğini çok merak ediyordum. Ali Rıza Burak’ı tam öldürmek üzereyken kar maskeli adamlar gelip ikisini de götürdü ve böylece plan iptal oldu. Onları kaçıran Haşmet’miş. E madem Haşmet, neden böyle bir şekilde götürdü onları anlam veremedim. Ama seyirci olarak yaratılan gerilimi beğendim tabii. “Fuat mı yoksa bir başkası mı?” ikilemi yaşadım.

Burak, Ali Rıza ona babasının ölümüne izin verdiğini söylediğinde inanmıştı ve bu beni şaşırtmıştı. Meğer Burak, zaten babasına tam olarak güvenmemiş ve Murat’la bir plan kurmuş. Elindeki telefondan ağabeyini arayarak ona haber uçurdu. Murat’ın cesaretine, kardeş sevgisine hayranım. Haşmet’i buldu ve onunla bir anlaşma yaptı ve kardeşinin canını kurtardı.

 

 

Burak’ın canını kurtarmak için babalarını satmak ve Haşmet’in ailesinin katli emrini onun verdiğini söylemek mantıklıydı. Zaten Burak’ın dediği gibi Mithat önünde sonunda ses kaydını kullanıp bunu ortaya çıkaracaktı. En azından şimdilik kendi paçalarını sıyırdılar bu işten. Tabii o ses kaydı mutlaka ortaya çıkacak. Ben asıl o zaman kopacak ikinci kıyameti merak ediyorum.

Halide’nin gerçekleri öğrendikten sonraki tepkileri ve Ayça Ayşin Turan’ın oyunculuğu tek kelimeyle muhteşemdi. Böyle bir gerçeği öğrenmenin, yıllardır içinde olduğu yalan dünyadan kaynaklı hayal kırıklığını çok iyi yansıttı. Resmen öfke nöbeti geçirdi. Haşmet’in yüzünde üzüntüsünü görsek de o biraz daha sakin kaldı Halide’ye göre. Belki Burak ile Murat’ın yanında diye, belki de Halide o halde diye böyleydi. Ama yüzündeki ifadeden patlamaya hazır bir volkan olduğu belliydi. Ali Rıza’nın yanlarında olup onlara destek olması güzeldi ancak Burak’a herhangi bir şey söylemesi yersiz oldu, onun meselesi değil bu sonuçta. Oradan çıktıklarında Haşmet ve Halide ile konuşmasıysa normal. Belki de bu işte bir iş olduğunu fark ettiği için ateş edenlerin de Burak ile Murat olduğunu ortaya çıkaran o olacaktır.

 

“Ve siz, siz onca zaman bütün bunları bilmenize rağmen… Biz sizinle birlikte büyüdük ya, ben sizinle birlikte büyüdüm. Ben sizin evinizde büyüdüm. Nasıl sustunuz ya, gözümün içine baka baka? Siz benim gözümün içine baka baka nasıl sustunuz? Nasıl sustunuz ya?”

“Duydun mu Ali Rıza? Duydun mu? Ben bu adamın evinde büyüdüm. Babası amca dedim. Amcam gibi sevdim. Alay eder gibi cenazemize gelmişler.”

 

 

 

Ali Rıza, Halide’yi kendi evine götürürken Halide’nin arabada panik atak geçirip fenalaşması çok ama çok gerçekçiydi. Cinayet anında o arabada olan birinin bu durumdan bu şekilde etkilenmesi çok normal. İyi ki Ali Rıza yanındaydı, nasıl da güzel rahatlattı Halide’sini.  Halide haklı olarak Ali Rıza ve ailesi için de endişelenmekte de haklı ama Ali Rıza’nın ailesi Ersoylular yüzünden ölüm acısı yaşadılar. İkisinin de acıları gibi, bu acıların sorumluları da ortak. Ali Rıza böyle bir durumda Halide’yi yalnız bırakıp çekip gidecek biri değil zaten. O sevdikleri, ailesi için yaşayan biri. Aksine onun yanında, Haşmet’in savaşında daha bir canla başla mücadele eder.

 

“Halide bak. Artık bundan sonra yolumuz da bir, gönlümüz de. Tamam. Beraberiz artık. Tamam.”

 

 

 

Ali Rıza tahmin ettiğim gibi Burak’ın kaçırılacağı bilgisini Mithat’tan öğrenmiş. Mithat iyi bir oyun kurucu, bu planı Fuat’la birlikte yapmış, hatta fikir ondan çıkmış belli. Ona karşı planını kendisi açık etmemiş gibi davrandı. Ama bir yandan da Haşmet ve Halide’yi yanına çekmek istedi. Melek’in dediği gibi çok ince bir ipin üzerinde yürüyor ve düşmesi an meselesi. Fuat öyle kolay kolay ölmez. Mithat’ın kendisine ihanetinden de emin.  Mithat ölümden kurtulmak için bakalım hangi hamleleri yapacak?

 

 

Halide ile Rukiye’nin anne-kız gibi olacağını çok önceden söylemiştim. Şimdi birbirlerine karşı bu hislerini dile getirdiler ve Halide “Rukiye Anne” diye hitap etmeye başladı ona. Rukiye de meğer çok küçük yaşta kaybetmiş annesini. O yüzden daha iyi anlıyor Halide’nin anne özlemini. O kadar hissettiriyorlar ki birbirlerine duydukları sevginin gerçekliğini karşılıklı sahnelerinde duygulanmamak imkansız. Keşke tüm annesizlerin anne gibi sığınabilecekleri böyle bir liman olsa. İyi ki onu böyle seven bir müstakbel kayınvalidesi var Halide’nin. Yeniden büyük bir ailesi oldu. Emine, Mert herkes aileden biri gibi davranıyor ona. Ali Rıza onun ikinci şansı.

 

 

Halide soluklanmak için Ali Rıza’nın evinin kapısının önündeyken eve gelen Ali Rıza onu görünce ne güzel baktı sevdiğine. İlerde evlendiklerinde, akşam eve gelirken Halide onu kapıda karşıladığında ona böyle gülümseyecek inşallah.

Meğerse konsorsiyumun üzerinde bir güç daha varmış: İhtiyar. Fuat, sanki kendisi oğlu için kuralları çiğnememiş gibi Haşmet ve Mithat’ı ona şikayet etmez mi? Fuat’ın kendi menfaati için harcamayacağı kimse yok. Acaba bu yurt dışında yaşayan İhtiyar lakaplı kişi neden yurda dönecek? Ve kim oynayacak? Şimdiden aşırı yükseldim bu yeni karaktere. Umarım hakkını verecek bir oyuncu oynayacaktır.

Haşmet ile Fuat arasındaki bu yeni savaş diziye yeni bir ivme kattı doğrusu. Haşmet, Şehmuz’dan kendisinin katılmayacağı bir toplantı yani biletinin kesildiğini anlayınca hemen harekete geçti. Ama Fuat, son anda gelen bir ihbarla kurtuldu Ali Rıza ve Sabri’nin elinden. Ali Rıza, bu bölüm ikinci kez Ersoylular’dan intikamını alamamış oldu. İhbarı yapanın Muzaffer olması beni şaşırtmadı çünkü o haklı olarak en tepedeki İhtiyar’ı yakalamayı planlıyor, haliyle Fuat’ın varlığı onun için gerekli. Ali Rıza karşılıklı sahnelerine özellikle çatışıyorlarsa çok seviyorum. Enerjileri çok iyi. Ama Muzaffer’in Ali Rıza’dan bu bilgiyi saklamaması gerekirdi. Yeni senaristlerin eklemesi olduğu için, mecburen böyle olması gerektiği için susuyorum. ^^

 

 

Fuat, İhtiyar’ın kararına rağmen Haşmet Ağa’dan vazgeçmeyen Şehmuz’u da hiç düşünmeden harcadı. Aslında Şehmuz önce Haşmet’in dinlenmesi gerektiği konusunda haklıydı. Hiç söz hakkı tanımadan karar verilmiş oldu. Dizide Şehmuz’dan önce ölebilecek onca oyuncu varken üzdü bu ölüm.

 

 

Haşmet’in öfkesini içinde tuta tuta yaşadığı sinir krizi anı çok iyiydi. Ahmet Mümtaz Taylan devleşti desem abartmış olmam. Ailesini katleden insanla yıllarca dostluk kurmuş, ona ağabeylik etmiş hem yaşadığı acıdan hem ona güveninden işlerden elini eteğini çekmiş. Kendini aptal yerine konmuş, kandırılmış hissediyor haliyle.

Tansiyonunun yükselmesi ve kalbinin zorlanması son derece olağandı. Kalp krizine, ölüme kadar gidebilirdi. Ama Haşmet Gürkan çok güçlü, intikamını almadan bu dünyadan gidecek biri değil. Şimdi rahatsızlandı ama biraz iyileştiğinde ortalığı kasıp kavuracaktır.

Fuat’a ihbarı yapanın nedense Ali Rıza olduğunu sandı onun görevi yüzünden.

Ali Rıza şimdi görevi ve Haşmet’e kendini inandırmak arasında kaldı. Muzaffer Fuat’a bir şey olmamasını isterken, Haşmet ise öldürmesi için ona getirmesini istedi. Hasan, Ali Rıza’ya kendisinin böyle durumlarda üçüncü bir seçenek aradığını söyledi. Ben Ali Rıza’nın üçüncü bir seçenek üstüne harekete geçmesini beklerken o Haşmet’e götürmek için Fuat’ın peşine düştü. Fuat, kolay lokma değil, bu tuzağa düşmedi elbette. Ama Ali Rıza’nın bunu öngörememesi ve arabada Fuat yerine Şehmuz’un ölüsüyle karşılaşması hayal kırıklığı oldu. Açıkçası bunun yerine Ali Rıza’nın planıyla şaşırıp “Vooov!” demeyi beklemiştim.

 

 

Füsun mu Derya mı hangisi dizinin en aptalı karar veremedim bu bölüm. Füsun boyuna olmaması gereken yerlerde, mevzuların içindeydi. Bu gidişle başına bir iş geleceğinden şüphem yok. Gelse de kurtulsak. Bu bölüm yaptığı tek iyi şey Burak’la Murat’ın tutulduğu yeri bulup onların daha erken kurtulmasını sağlamak oldu. Haşmet zaten salacaktı onları. Ya Füsun’un da başına bir iş gelseydi? Nerde o aklı başında, cevval avukat?

Derya ise resmen evdekilere inat Burak’a karşı aptal aşık gibi davranmaya devam etti. Fuat bir emir verdiyse ve Burak bunu sakladıysa senin ona tepki göstermen gerekir. Neyse ki son anda Burak’ın silmesini istediği ses kaydını dinlemek ve annesinin telefonundan silmeden kendine yollamak gibi bir akıllılık etti. Umarım artık aptal aşık değil, ailesi için Ersoylular’ın karşısında aklı başında bir Derya görürüz.

 

ArHal’a doymak <3

 

Ali Rıza’nın Halide’ye ona olan hislerini anlattığı sahneye düşmemek ne mümkün. Ne de güzel ifade etti kendini. Ayrıca Haşmet varken odasına girip konuşacak kadar da cesur olmasına da bravo. Aslında kendini bayağı uzun ifade etse de ben sahneye doyamadım. Ali Rıza’nın, Halide’nin onu kaybedeceği için endişelenmesine karşılık belki de son kez yan yanalar diye önce dudaklarından, sonra alnından öpmesi etkileyiciydi. Alından öpmek bana her zaman daha anlamlı, daha sevgi dolu gelmiştir. Birbirlerinin nefesini duyacak kadar yakın oldukları o anlarda o kadar güzeldiler ki. İyi ki yan yana gelmişsiniz, iyi ki çift olmuşsunuz dedirtti yine.

 

“Ben senle tanışmadan önce nasıl bir adamdım bilmiyorum. Hayatımı sanki bir yerlerden hayal meyal duymuş gibiyim. Yaşadıklarım bana ne hissettirdi hatırlamıyorum. Senden öncesi yok Halide. Sanmam ki sonrası da olsun. Sen benim ışığımsın Halide. Kalbimi, ruhumu aydınlatan ışığımsın. Bunu sakın unutma.”

 

 

Yaşadığı öfke ve Ali Rıza’nın da bu yolda ölüme gidiyor gibi vedalaşmasından sonra Halide’nin gözü döndü ve Burak’la buluşup birlikte Ersoylu Malikanesi’ne gittiler. Tabii başına silah dayamış bir şekilde. Kimse eline silah almasın tabii ama Halide’nin eline silah çok yakıştı. O da en az Ali Rıza kadar Arıza’ymış meğer. Gözünü karartmış, kararlı Halide, Ali Rıza’nın elinden kurtulup eve gelen Fuat’ı hiç tereddüt bile etmeden vurdu. Burak’ın o anki şokla silahı ateşlemeden ya da bu kadar kurşun sıkmadan müdahale edememesi de normal. Zaten silahı Fuat’a çevirip sıkması çok hızlı gelişti. Ellerin dert görmesin Halide, çoktan hak etmişti pislik. Ama böyle bir adam için elini kana bulamasını da istemezdim, Fuat’ın oğullarıyla birlikte yargılanması tercihim.

 

 

 

Fragmana göre bizi yine iyi bir bölüm bekliyor. Bakalım Halide nasıl kurtulacak? Fuat yaşam savaşını hasarsız atlatabilecek mi? İhtiyar bu bölüm karşımıza çıkacak mı? 17. Bölümü dört gözle bekliyorum. Yeni yılınız kutlu olsun.

 

 

Tweetleriyle yazıma renk katan H. Gürkan , Elona , Sema , Melisa , ‏ⓢ , arıza gifs ‘e çok teşekkürler. 

Arıza bölüm yorumları için tıklayın

 

YORUM

Arıza 17. Bölüm Fragman

 

Noel Pazarları
AVRUPA – En Güzel Noel Pazarları
sığacık ada masalı
SIĞACIK SEFERİHİSAR – Ada Masalı’nın Çekildiği Yer, Nam-ı Diğer Kırlangıç Adası
Alaçatı Tatil
ALAÇATI – Sanki Ege’de bir Vaha
gezdim gördüm san diego
AMERİKA – San Diego
Mekanlar Tarifler
Sütlü Tatlı
Yılbaşında Yapabileceğiniz 5 Şahane Sütlü Tatlı
LONDRA – Londra’da Öğleden Sonra Çayı
künefe
Bir Değil İki Değil Çok Çeşitli Künefe
Şimdiki Aklım Olsaydı (Si lo Hubiera Sabido)
ŞİMDİKİ AKLIM OLSAYDI (Si lo Hubiera Sabido) – Ne Dilediğine Dikkat Et!
Poldark
POLDARK – Korkunun, Umutsuzluğun ve Sevginin Derinliklerinde
Poldark
POLDARK – Eve Dönüş
liar yalancı
LIAR (Yalancı) – İki Taraf Tek Doğru
bergen
BERGEN – Bir Tek Şarkı Söylerken Utanmadım Ben
romantik komedi filmler
Latte Kıvamında Romantik Komedi Filmleri
Yarına Tek Bilet Elle Çekim
YARINA TEK BİLET – Belki de Karşılaşmalar Tesadüf Değil Kaderdir
BİZ BÖYLEYİZ – Olsaydı Nasıl Olurdu?
Deli Bayramı
DELİ BAYRAMI – Kim Akıllı Kim Deli, Nasıl Ayırt Etmeli?
evlat oyunu
EVLAT – Her Şey Çok Zor
übü hep übü
ÜBÜ HEP ÜBÜ – Übülük Müessesesi Üzerine
yaşamaya dair
YAŞAMAYA DAİR – Yaşamayı Ciddiye Alacaksın
Copy link
Powered by Social Snap