Bu hafta Yalı Çapkını 65. bölüm analizinden önce yalı tarihine adını altın harflerle yazdıran palyaço sahnesine dair derinlemesine inceleme geldi Svl‘in kaleminden, hem de ‘sahne hakkında tek eleştirim bile olmayacak’ uyarısı ile… Keyifli okumalar.
Sürprizin planlama kısmından başlayacağım övmeye. Çünkü asıl cevher orada yatıyor. Seyran’a ‘yeni bir hayat kuralım her şeyi arkada bırakalım ve gidelim buradan’ teminatı veren Ferit’in ne kadar gerçek olduğuna kanıt çünkü.
Gerçekten o mağazayı aldıktan sonra ‘en çok istediği şey’in bile Seyransız anlamsız bir başarı, tılsımı olmayan sıradan ve yarım kalmış bir illüzyondan ibaret olduğunu anlamış. Olayların gelişiminden sonra o odada yine Seyran olmadan eksik olduğunu, mutluluklarının yarım olduğunu, nefes alıp vermekle yaşamanın anlam bulmanın aynı şeyler olmadığının farkında olmadığını anlamış ve hemen bunu ispat edebileceği bir sürprize koyulmuş. Aynı zamanda o yalıya geri dönüşlerinde kimsenin himayesini istemediklerini kendi güçleri ve adlarıyla var olmak istediklerini de vurguluyor sahnemiz… Evet, Ferit artık piyon olmaktan sıyrılmış ve beyaz şahını korumak için elinden geleni yapan bir vezir! Hem de bunu yaparken siyahların da şahıymışçasına hareket ediyor. Neyse sürprizin oluşum aşaması çok tatlı ve anlamlıyken daha da güzel bir detay geliyor sürprizinin detayları bile ayrı ayrı mutlu etsin diye yardım alıyor. Ferit Korhan egosundan sıyrılma vol1 çünkü Seyran öyle diğer kızlar gibi değil dimi Ferit’cim? Bu yardımı Suna’dan değil Ece’den alması da manidar diğer detay.
Neyse gelelim mahcubiyete… Ferit’in empatisinin gelişmesi benim için en iyi detaylardan. Ne hissetti demek yetmez… Bunu geçen sezon da zaman zaman elde etmiştik. Bu sefer mevzu bahis olan ‘ne yaparsam o hissin yükü biraz olsun hafifler’ demek. Bunu yaparken de kendini gram düşünmemek, Korhan kimliğinden bu derece sıyrılabilmek Seyran’ın Ferit’i olabilmek… Çok bekledik bugünleri.
Makyajında, kostümünde bile ayrı ayrı mükemmel detaylar var. Bu seçilen kostümün ve makyajın yansıttıkları. Kendini adeta bir şeytan olarak resmetmesi ve bunun bir nevi iç yüzleşmeyi temsil etmesi çok değerliydi. Telafi etmek istediği şeyin bir değil birden fazla olduğu ise sürprizlerinin devamlılığında sağlandı:
Bizim yüzüğümüzü sensiz üretmek hataydı.
O yüzüğü sana taktığım gün hataydı.
Sana rağmen bir hayat yaşayabileceğimi düşünmem hataydı.
“Seninle kurduğum düşleri, sensiz yaşanacak bütün gerçeklere tercih ederdim. Oysa bugün beraber büyüttüğümüz düşümüz, yüzüğümüz, aşkın sadakatin gerçek sembolü olarak burada. Bizim markamız altında. Seni seviyorum.”
Yüzüğümüz bir semboldü: aşkımızın ve sadakatimizin sembolü. Kolsuz ustanın söyledikleriydi. yeni bir fidandı eğer yeteri kadar emek ve özen gösterilirse o fidan sağlam bir ağaç olacak meyveler verecekti.
“Evlilik henüz yeşeren bir dal gibidir. Eğer özen gösterirseniz, o dallara kuşlar konar. Meyveleriniz olur, gölgeniz büyür. Sevdikleriniz çoğalır. Ama ertelerseniz; her şey kurur, çürür gider; yok etmek çok kolay çocuklar! Aslolan uğruna savaşabileceğiniz sevgiyi var edebilmek”
“Benim hiçbir suçum yok”lardan “sen de şunu yaptın”lardan “geçmişi değiştiremem ama eğer izin verirsen sana bütün pişmanlıklarımı anlatmak isterim”ler’e…
Şu mahcubiyet ifadesini böylesi veren Mert’e ayrı bir parantez bu nasıl güzel oynamaktır.
Diğer güzel kısım ise; empati sahnesi. Neden hesap sormadın, ben olsam ilk bunun hesabını sorardım sahnesi.
“Neden o gün anlatmadın bana? Neden hesap sormadın benden? Ben olsam ilk oradan başlardım, sen niye bir şey söylemedin?”
Evet iş için yaptım, savunmuyorum yaptığımı da… Bildiğim yolu seçtim Ferit Korhan’lığımı kullandım. Yanlıştı.
Bilen bilir; ben bu konunun seyfer arasındaki ‘evlilik kurumu’na saygı durumu dışında çok daha Feritsel bir yüzleşmeye ihtiyacı olduğunu düşünenlerdendim. Çünkü bu yaptığı doğru bir davranış değildi hem kendisini hem karşısındakini hem Seyran’ı düşürdüğü durum için. Bu yüzden bu şekli ve bununla yüzleşen Ferit beni inanılmaz tatmin etti.
Kırgınlığın kızgınlıktan daha ağır bir duygu olduğunu öğrenmiş ve Seyran’ın kırgınlıklarının sessizliklerinin altında ezilen Ferit Korhan evet duygulandınız. Seyranı gözlemlemiş ve öğrenmiş sessizliğinin anlamını…
İşin Seyran kısmına gelelim; ben Seyran’ın cümlelerindeki burukluğu hâlâ hissediyorum sadece sürprizin şevkini kırmak istemedi. Ferit’in çabasını ve açıklamalarına olan saygısını gösterdi. Evet nasıl Ferit Kazım değilse, Seyran da Halis -sadece yargılayan bağıran çağıran bir otorite- değildi; karşısındakinin çabasına gelişimine saygı duyuyordu. Ve Ferit’e bir kez daha gücünü gösterdi ben canım acısa da dimdik bir şekilde işimi yaptım ve senin aksine bunu yaparken maskelere yanlış yollara sığınarak yapmadım. Ama sensiz ben de eksiktim.
‘Olgunlaşmamış sevgi’, ‘Seni seviyorum çünkü sana ihtiyacım var’ der. Olgunlaşmış sevginin söylediği ise ‘Sana ihtiyacım var çünkü seni seviyorum’ dur.
Göz atmanızı öneririz: Yalı Çapkını Bölüm Yorumları