Yalı Çapkını 79. bölüm üzerine PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.
Seyran
Kaçış yolu arayan hayata tutunmaya çalışan çalıştıkça daha yorgun kalan Seyran… Kendini ispat etmek için girdiğin kimlikler bakışlarınla hep ele verdi seni gözler yalan söylemez değil mi ? Çocukluktan gelen yaralarını kanata kanata kendinde daha büyük yaralar açtın.
Seyran, hep duygularıyla hareket etti ve duyguları onu yanlışa itti duygunun olduğu yerde mantık devre dışı kalır mı ? Kalır çünkü kalple mantık aynı anda işlemez. İnsan hata yapa yapa büyür tabii ki hata yapabilir Seyran, yanılabilir insan değil miyiz ?
Seyran, kopma noktasını Ferit’ten kurtulmak için yanında tuttuğu Sinan ile başladı. Kandırdı kendini yetmedi etrafındaki herkesi kandırdı Sinan gibi biriyle karşı karşıya kaldı ne Sinan, Seyran’ın onu sevdiğine inandı ne de Seyran… Üç maymunu oynadı ikisi… Seyran, Ferit’i bir an unutmadı sadece unutmak için çabaladı ve ilk gördüğü an bütün duyguları tekrar canlandı. Han sahnesinde Seyran ilk kez itiraf etti ne olursa olsun Ferit’in yanında kalmak etrafında olmak istedi ona nefes aldırdı. Kaçtığı aslında yarası değildi ilacıydı. Seyran, kendiyle beraber Ferit’i de hapsetmek istemedi tek gayesi buydu çünkü Ferit’i çok seviyordu. Bazen durman gereken yerde gitmek istersin durmak için gücün yoktur o misal…
“Olmuyor Ferit, neden olmuyor?”
“Olmuyor Ferit neden olmuyor? “Sen becerdin mi, becerdin gibi, nasıl becerdin?” der gibi sordu Seyran. Sorarken gözyaşlarına hakim olamadı söylemek istediklerini gözyaşlarıyla susturdu. Ferit’in duygularını neden sakladın demesi ve Seyran’ın hala açık şekilde konuşmaması Ferit’in duygularından emin olmayışıydı. Karşılıklı maskeleriyle oturup dertleştiler bir kıvılcım o maskeleri düşürmeye yeterdi oysaki. Biri hayatını kurduğuna inanmış diğeri yeni hayatı için koca adımlar atmış. Hem Seyran hem Ferit yanlarında duranlara vefa borçlarını ödemek için beklemişler yanlışa bile bile yürümüşler.
“Olmuyor işte Ferit. İhtiyacım da yokmuş gibi hissediyorum zaten”
“Yani ihtiyaç olmaz olur mu ya? İnsan sevmeli, sevilmeli; her zaman ihtiyaç vardır. Sinan değildir belki de bu. Yani bunun, benimle ya da benden sonrasıyla bir alakası yok, dimi?
“Bilmem, denemeden bilemem.”
Seyran, Ferit’in ağzından duymak istediklerini duymak için sorular sordu ikna edilmek istedi ve o adımları attı. Senden sonra kimseyi sevemiyorum lafı Seyran için bunca zamandır ağır bir yüktü kendine dahi itiraf edemiyordu dökülüverdi ağzından Ferit’i kaybetmenin zorluğunu dibine kadar yaşadım demekti bu. Sen yokken bile gölgenle yaşadım demekti. Net cevaplardan kaçtı çünkü bu kendini tamamen ele vermekti.
Ferit’i etkilememek için kaçıp durdu çünkü; Ferit’ten giden oydu…
Her acıyı tattı Seyran onu yanlışlarıyla sevin çünkü o daha büyümedi…
Ferit
Seyran’ı izlemek. Birini uyurken izlemek en saf en temiz halini izlemektir ve Ferit’in en sevdiği Seyran’ı uyurken izlemekti yüzündeki her zerreyi ezbere bilmek o yanında yokken o halini hatırlamak.
Bu sahne büyümüş olgunlaşmış bir Seyran ve Ferit sahnesiydi. Seyran’a bakarken gözünden ne halde olduğunu anlayan, zorda olduğunu gören bir Ferit’ti. Daha önce oda bu gözlerde aynı duyguyu görmüştü. Tanıdığı “Antep Fıstığı”
Seyran, konuştukça Ferit, üstüne hiçbir cevabı almadı çünkü bu onu savunmasız güçsüz yapardı gardını düşürmedi ne olursa olsun ben hala beni sevdiğini duymaya hazır değilim kaçışıydı çünkü kendini buna inandırmıştı belki de hayatta kalma sebebi buydu. Kendi sevgisini odada sakladığı resimle yaşıyordu.
Daha önce de belirtmişti Ferit beni istemeyen birini ben istemem demişti.
Ferit, her cümlesinde geçmişe vurgu yaptı bugünümde yoksun demek için çaba sarf etti çünkü bir daha aynı şeyleri yaşamak ve yaşatmak istemiyordu geçmişte yaşadım ve bitti… Sahi Ferit geçmişte ne yaşadı sadece alkol mü ? Tabiimi hayır sabahlara kadar Seyran’ın resimlerine bakan her saniye ismini sayıklayan her yerde anısıyla boğuşan uyurken onun hayaliyle uyuyan bir Ferit vardı sadece biz görmedik.
Yine geçmişe değinmesi “Seni kaybetmenin bedelini en ağır şekilde yaşadım” sensiz olmanın seni kaybetmenin acısını çok sağlam yaşadım” gününe Seyran’ı katmaması Seyran’ı sevmediğinden değil onu bir daha üzmek istememesindendi biri ya da birileri Ferit’in Seyran’a iyi gelmediğine ikna etmiş sağlam bir şekilde manipüle edilmişti bu yüzden Ferit, Seyran mutlu olsun da kimle nerede olmasına takılmadan özgür bırakmıştı Seyran’ı…
Peki kaçtıkça bastırdıkça daha da büyük patlamaya sebep olmaz mı ? Olur bastırılmış duygularımız bir gün mutlaka ortaya çıkar sadece küçük bir kıvılcım yeterli. Seyran’ın kaçırılması Ferit için patlamaydı çünkü o Seyran mutlu olsun diye büyük aşkından bile vazgeçmişti mutsuz Seyran onun yıkılışıydı ve şu an onunla karşı karşıya yani en büyük korkusuyla.
Ferit başkasıyla mutlu olmayacağını çok iyi bilen ama o maskesiyle yaşamaya devam eden biri şu an her şeyin farkında o da, Seyran gibi onu sözde iyileştiren birine sadece vefa borcunu ödemek için bekliyor.
Abidin konusuna da değinmek istiyorum…
Daha ilk sezondan çoğumuz onun bir Korhan olduğunu biliyordu geç kalınmış bir konuydu Ferit’le dinamikleri hoşuma gitti en azından bu karakterleri izlemek isterim diğer karakterlere oranla hem seyir zevki vardı hem dikkat çekiciydi. Halis, herkesi birer makina parçası görmekten hiçbir zaman vazgeçmedi kontrolcü yapısı birçok insanın hayatını mahvetti buna Abidin’de dahil ailesini kaybetmiş yaralı bir çocuk hikayesi daha sadece daha yumuşak yazılabilir yalı içi savaşını hep izlemek istemiştim Abidin sayesinde Seyran-Suna çatışması sesleri de gümbür gümbür geliyor ama umarım doğru ve düzgün bir şekilde verilir mahalle kavgasına dönmesin…
İki SeyFer sahnesiyle Reyting artışını fark etmişsinizdir diziyi asıl hikaye sahiplerine teslim edin ve sonrasını izleyin
Göz atmanızı öneririz: Yalı Çapkını Bölüm Yorumları