Aile 5. bölümü ile reytinglerde tüm kategorilerde gün 1’incisi oldu. Reytinler: Total 5,53, AB 9,16 ve ABC1 9,11. Kısa bir aradan sonra bölüm izlenimleri Büke ‘nin kaleminden. Keyifli okumalar…
Aile’de 5 bölümü geride bıraktık bu hafta itibariyle. Eğer belirtildiği gibi tek sezonluk planlanmışsa elimizde bir 25 bölüm kaldı demektir. Artık bu hafta olmazsa haftaya kesin ana konuya girilir bekleyişiyle izlemiyorum diziyi. Çünkü anladığım kadarıyla dizinin tek konusu Devin ve Aslan’ın aşık olup evlilik yoluna girmesi, kayınvalide gelin restleşmesi, aile üyelerinin tiyatro izler gibi ikiliye verdikleri tepkiler ve aile üyelerinin birbiriyle çatışmalarından ibaretmiş. Bir de kendi ailesini tedavi edemeyen psikolog Devin’in aşık olduğu adamı iyileştirme çabası üzerine kurulmuş. Ülkece, psikolojisi bozuk insanları izleyelim de halimize şükredelim, psikolojimiz bozuksa da terapi seanslarıyla kendi kendimizi ücretsiz tedavi edelim diye düşünmüş senaristlerimiz. O konuda bir “Kırmızı Oda” değiliz belki ama yine de dizimiz iş görür. Aslan’ın ailesinin kirli geçmişini temizlemeye çalışması sadece ağızlarda dolanan bir laftan ibaret. Çünkü dizide ne şirket ve çalışanları ne ofis var ne Aslan iş toplantılarına katılıyor. Arada İskoç, Turgut ve Eko ile sahneleri de olmasa hayatı Devin’den ibaret gibi olacak. Bir tek Attila ve İbrahim’le restleşmelerinde sözde kirli işlere değiniliyor. Dizinin ana teması ise kirli işleri temizlemek değil aşk ki en baştan beri tanıtımlar da mafya değil aşk dizisi kokuyordu zaten.
Son iki bölümde tempo biraz olsun yükseldi. İleriki bölümlerde aksiyonun artacağına dair bir işaret olabilir iki haftadır yaşananlar. Son üç bölümde neler yaşanmış bir bakalım.
2.bölümü kırmızı ışıkta Devin’in Aslan’ı arabadan indirip, ona evlenme teklif etmesiyle sonlandırmıştık. 3.bölümü aynı sahneyle açtık. Aslan teklifi hemen kabul edecek diye düşünmüştüm ama etmedi. Bir yandan şaşırdım, bir yandan da gerekçesini haklı buldum. Devin’in teklifi , babasına inat olsun diye değil onu gerçekten sevdiği için yaptığından emin olmak istiyordu. Peki Aslan Devin’e gerçekten onu sevdiği için mi yoksa annesi kıza karşı olduğu için mi evlenme teklif etmişti. Bu soruyu Aslan’ın da kendisine sorup, cevabıyla yüzleşmesi gerekiyor bence.
Bölümde beni en çok belki de tek heyecanlandıran sahne Devin’in Seher’i bulduğu ve onu atlamaktan kurtardığı anlardı. Özellikle Sema Göksu Hanım’a kocaman bir alkış… Aslan’ın Ceylan tarafından aranıp babaannesinin kaybolduğunu söylemesi ardından eve giden ikili aileyle birlikte araziye çıktığından Devin’in belki de mesleği gereği demans hastası kadının arkasında iz olarak bıraktığı yerdeki papatyaları fark edip, onları takip ederek Seher Soykan’ı bulması, Seher’in onu annesi sanması üzerine onunla kızı gibi konuşması, aile bireylerinin onları bulması, Seher’in Hülya’yı görünce korkması (Acaba Hülya ona kimi hatırlattı da gelmesin dedi?), bağırarak konuşan Hülya’yı Devin’in elini dur diye uzatıp susturması, Seher’e usulca yanaşıp onu kendine çekmesi… Sahne çok gerçekçiydi ve gerilim dozu çok iyiydi.
Devin ve Hülya’nın söz düellosu 3. bölümde de devam etti. Devin ilk golü atan oldu ve Soykan ailesine Aslan’a evlilik teklifi ettiğini söyledi. Bu durum Leyla ve Ceylan’ın hoşuna giderken Tolga tuhaf karşıladı.
Aslan ise Devin’in bu davranışı üzerine onda annesine benzeme potansiyeli görmüş olmalı ki üzerinde annesinin giysileri varken, Ceylan’ın deyimiyle “Küçük Hülya” olmuşken Aslan onu öpmek bile istemedi. Devin psikiyatr arkadaşı da Devin’e aynı yorumu yaptığında o bunu saçma buldu. Aslan Devin’in hareketine karşılık olarak arkadaş toplantısında kendisine evlilik teklifi ettiğini söylemediğini dillendirerek ona karşı misilleme yapmış oldu. Devin de bunu hakkettiğini söyledi zaten.
Hülya’nın bu evliliğin gerçekleşmemesi için elinden gelen ardına koymaktan çekinmeyeceği belli bir şeydi. İlk hamlesi evlilik sözleşmesi hatırlatmak oldu. Maddeleri özellikle ağır tuttu ki Devin imzalamayı reddetsin de bu evlenmekten vazgeçsin.
Hülya ve avukatının konuşmasını dinleyen Leyla annesinin Devin’den korktuğunu ifade ederken, o ise bunun aile geleneği olduğunu kocasının da zamanında aynısını imzaladığını hatırlattı Leyla’ya. Leyla’nın damadından 1milyon 700 Euro aldın mı sorusunu, kocasının süslenip püslenip kim bilir kimin yanına gittiğini alaycı bir tavırla dile getirmesini kıskandığına yordu Hülya. Bu noktada Leyla ölen eski sevgilisi Deniz’i hatırlattı annesine, öldüğü için onu kıskandığını, onun hakkında konuşup yad etmek isteyip istemeyeceğini sorunca Hülya odayı terk etti. Deniz’in ölümünde Hülya’nın parmağı varsa şaşırmam. Ölümünde olmasa bile Leyla’yla ayrılmaları kesin onun işi. O ölünce de mi evlendi Tolga’yla yoksa Leyla evlendikten sonra mı öldü Deniz bilmiyoruz henüz ama ne olduysa Leyla annesini suçluyor belli ki.
Bu hafta Deniz’in ölüm yıldönümü olduğunu öğrendik. Leyla annesine rağmen mezarlığa gitmek için hazırlanınca Hülya da peşine takıldı. Kadın acısını rahat yaşayamasın diye gardiyan gibi tepesine çökmek nedir ya! Sırf onun istemediği birini sevdi diye kendini kötü ve yanlış biri gibi hissettirmiş annesi ona. Belki de bu duygudan kurtulmak, beynini uyuşturmak için ilaçlara sığındı Leyla. Deniz’in ölümü bir yandan annesinin gözünden düşmüş olması diğer yandan hâlâ canını acıtıyor Leyla’nın belli ki.
İbrahim’in Atilla’nın belgesel teklifini kabul ettiği haberi magazine düşünce ne kadar saklamak istese de adamları Aslan’ın görmesi kaçınılmazdı. Bu sayede migren hastalığı olduğunu da öğrenmiş olduk. Yalnız ağrı kesiciyi alkol yerine suyla tüketseydi keşke Aslan. Bölüm boyunca alkol ve ilaç kullanımının devam etmesi rahatsız etti beni.
Ağrının şiddetinin de etkisiyle Eko’nun kitap yazmaya devam ettiğini – kendilerini yazmadığını ısrarla söylediği halde- anlayınca onun da kalbini kırdı Aslan. Ertesi gün Ati’nin şirketine gidip ona yeni bir anlaşma teklif ettikten, amcası konusunda uyarıp konuşmaları gizlice kaybettikten sonra Eko’nun gönlünü almak için ona araba hediye ederek hatasını telafi etti. Şirket sahnesinde Turgut’a görgüsüzce sebile ağzını dayayıp su içme, bu hafta da Devin’in ofisinde sırtını kaşıma sahnesi yazarak diziye komedi unsuru kattıklarını düşünmüş olabilir senaristler ancak kendi adıma hiç eğlenemedim. Komedi yazmak için bu kadar zorlama sahnelere bir daha başvurmazlar umarım.
Baş ağrısına ek olarak bir de Devin ve arkadaşlarıyla müzikli bara gitmek zorunda kalması , iyi hissetmediğini Devin’e belli etmemeye çalışmasının üstüne mekanda Tolga’yı başka bir kadınla görmesi, Devin’den gizlemeye çalıştığı, bastırmaya çalıştığı öfkeli Aslan’ı çıkardı içinden ve sonuç olarak Tolga’yı hastanelik etti.
Yalnız adamlarına sıkı sıkı tembihlememiş miydi evdekiler o halini görmesin diye? Öyle deyince birkaç gün hastanede tutarlar eve sonra gelir sandım, daha ertesi günü eli yüzü sargılı halde aile evinde odasında pipetle su içerken gördük Tolga’yı.
Arkadaşlarının tepkisine ve aşık olduğu adamın öfkeli yüzünü görmüş olmasına rağmen Aslan’dan uzak duramayan Devin arabadan inip kendini onun evinde bulduğunda Aslan’ın nefessiz kalmış haliyle karşılaştı. Merhameti korkusundan baskın geldi ve sevdiği adamı rahatlatmak için elinden geleni yaptı.
Aslan kavganın istemeden olduğunu söylese de özür dileme nedeni Tolga’yı dövdüğü için değil Devin bu ana şahit olduğu içindi. Aslan beni bırakma dedi Devin’in de zaten bırakmaya niyeti yoktu.
Aslan Devin’den beklediği içten evlenme teklifini nihayet aldığında gün onun için güzelleşmişti ancak Hülya’nın ona uzattığı evlilik sözleşmesi işi bozdu. Annesine hesap sormak isterken ablasının hışmına uğradı Aslan. Leyla’nın attığı tokat, Tolga’ya attığı dayak için değil de çocukları babalarını bu halde gördüğü içindi bence.
İbrahim annesinin kaybolmasını fırsat bilip adamlarını çiftliğe yığınca Hülya ile karşı karşıya geldiler telefonda. İbrahim adamlarını çekmeyi kabul etmeyince Hülya adamı bacağından vurdu. Kaya da bu duruma şahit oldu. Leyla Hülya ve Aslan’ın fevri davranışlarına daha fazla kayıtsız kalamadı ve sofrada ağzına geleni saydı onlara. Leyla karakteri yavaş yavaş açılıyor. Umarım Canan Hanımı daha çok izleyebiliriz. Yalnız bir ricam var senaristlerden şu kadına sürekli reklam yaptırmak yerine daha çok replik yazsınlar.
Aslan, Devin’i korumak için yeni bir sözleşme hazırlattı avukata. Devin’e kendi elleriyle pilav hazırladı. Devin yemekte ona Cihan’ın geldiğinden bahsedemeden mutfakta sözleşmeyi görüp okudu. Sözleşme maddeleri kilinin ilişkini kopma noktasına getirdi. Aslan onu korumak için hazırlattığını anlatmaya çalışsa da Devin bunu kabullenebilecek bir kadın değil. Hülya da bunu bildiği için sözleşmeden memnun kaldı zaten. Devin evden ayrıldıktan sonra bu durumu sindirmeye çalışırken, Cihan’ın terapisti olmaya karar verdi.
Devin: Neden ben?
Cihan: Çünkü yasağız birbirimize.
Cihan – Devin terapi anları bölümde en çok merak ettiğim sahnelerdi. Devin tabi ki Cihan gözlüğünü çıkarır çıkarmaz tanıdı onu. Oyununu sürdüreceğini sandım ama adama açık açık kim olduğunu bildiğini söyledi Devin. Cihan sözlerinde samimi geldi bana. Ailesini anlatmak istemesi, birinin kendisini dinlemesini istemesi oyun değildi. Devin’i elde etmek amacıyla ona yaklaştığını düşünmüştüm başta -ki ilk geliş amacı büyük ihtimalle oydu, ama gerek bölüm sonunda gerekse geçen haftaki düğün sahnesi sonrasında niyetinin kötülük yapmak olmadığını düşünüyorum.
Karagül sahnesi ilginçti. Sipariş ettiği çiçekleri almak için beklerken kendini dövdürtmek istemesi, adamların ona diklenmesi ve sonunda dayak atmaları Cihan’ın mazoşist bir tarafı olduğunu düşündürttü bana. Kendine acı çektirme isteği nereden geliyor acaba? Devin’e kendini acındırtmak için yapılmış bir hareket değildi bu. Öyle olsa yüzü gözü kan içinde giderdi ofisine kızın. Oysa özellikle yüzüne darbe istemedi bunu şart koştu adamlara. Cihan ilginç bir karakter. Annesi onu sevsin diye ölmeyi göze alacak kadar sevgiye muhtaç. Kardeşini severken kendisini hep iten bir kadın olmuş annesi. Hülya’nın söylediği bir “Cibilliyetsiz” sözü yüzünden çocuklar arasında alay konusu olmuş Cihan. Öyle ki bir kere ölecek diye korkusundan sevgi gösterdiği için annesi, en kötü günü, en mutlu günü olmuş bir çocuk var hâlâ içinde Cihan’ın.
Cihan Devin’in terapisti olmayı kabul etmesinden memnuniyet duydu. Aslan’ın Devin’e gelip kendisini anlatmaya çalışmasına şahit olunca ayrılıklarını anladı. Terapi sahneleri Cihan’ın yarasının ne kadar derinde olduğunu gösteriyor. Bakalım daha neler öğreneceğiz çocukluğu hakkında.
4.bölümde sahneler arasındaki ışık hızındaki geçişler başımı döndürdü. Daldan dala konduk bölüm boyunca. Devin’in yolda yürüyüp ardından evine gitmesi ve Aslan’ın sözleşmeyi gören Eko’dan arabada giderken fikrini sorması dışındaki sahnelerde durum hep aynıydı. Devin evde yatarken barda karşımıza çıktı. Eko Aslan’a Devin’in yerini atar atmaz Aslan mekanda bitti. Aslan bir evde, bir Ati’nin yanında, bir Devin’in ofisindeydi Aslan ve Devin barıştı. Kız daha yatarken Aslan davul zurnayla onu almaya geldi.
Devin’in istemem yan cebime halleri komikti. Sade düğün isterken davul zurna eşliğinde oynaması, gelini evden çıkarma sahnesi hoşuma gitti.
Devin’in Hülya karşısındaki kararlı ve istikrarlı duruşunu seviyorum. Evlenmek için Akın soyadını kullanmaya devam etmeyi şart koşmasına Aslan bozulmuş olsa da onu kaybetmemek için kabullendi. Hülya için bu durumu kabullenmek Aslan kadar kolay olmayacak tabi ki. Devin bu haberi ona davetlilerin yanında vererek Hülya ve Soykan soyadına açık açık savaş açmış oldu aslında. Gerekçesinde de haksız değildi ve Aslan’a da bu dillendirerek kabul ettirdi zaten kararını. Madem Aslan’ın amacı onu Soykan soyadının zehrinden korumaktı bunun en etkili yolu soyadı almamak olurdu.
Hülya’nın Aslan’ı arayıp düğüne amcasının ve ağabeyini çağırmasını gerektiğini söylemesi boşa değildi tabi ki. Düğün gecesinde Aslan ve Devin’i ayırmak için Cihan’ın Devin’in ofisi önünde çekilmiş fotoğrafını koz olarak kullanıp oğlundan bunu kardeşine açıklamasını istedi. Cihan annesinin ona Devin’den bahsetme nedenini o zaman anladı. Tam da Hülya Soykan’ın planladığı gibi Devin’in peşine düşmüştü Cihan. Ama bir yandan da bu sayede kardeşi ve Devin’in birbirlerini gerçekten sevdiğini anlamış oldu. Cihan’ın sözleri sayesinde kendine geldi de oğlunun en mutlu gününü zehretmekten vazgeçti Hülya. Cihan’ın Devin meselesini saklamak istemesi kötü niyetli olduğundan değildi, Cihan kardeşini seviyor ve gerçekten de mutluluğu bozulmasın istiyor gibi hissettim.
Kendi düğününden hemen sonra kayınvalidesi yüzünden nasıl kocasından tokat yediyse Hülya, Devin’in de Aslan’ın sert yüzüyle o gece tanışmasını istemesi nasıl bir mantıktır hayret. Normal bir insan kendi yaşadıklarını çocukları ve eşleri yaşamasın, onlar hep mutlu olsun ister. Oysa Hülya ailenin tüm üyelerinin ve yeni katılanların Soykan’ın gücünü ve kurallarını görmesini ve ona uymalarını istiyor. Kendini o kadar büyük görüyor ki bir telefonuyla, bir hediyesiyle Devin’in Soykan soyadını almayı kabul edeceğini, o sofraya oturacağına kesin gözüyle bakıyor.
Aslan şimdiye kadar Devin’e verdiği sözleri tutmakta pek başarılı olamadı. Önce kavga sahnesiyle Devin’i şaşırttı. Ardından daha birkaç saat önce silahla işim olmaz derken düğünde Cihan’ın davetlilerden birinin “cibilliyetsiz” demesi üzerine çıkardığı kavgayı önlemek için havaya ateş etti. Devin daha bu şoku atlatamamışken, Ati’den gelen mesaj üzerine Aslan’ın peşinden dışarıya çıktığında motorlu tarafından Eko’nun vurulmasına şahit oldu üstelik de yanında Yağmur vardı. Aslan Eko’nun kanamasını durdurmaya çalışırken Devin gelinliğine bulaşan kanın şokunu yaşıyordu bu sefer.
5.bölüm vurulma sahnesi ardından Eko’nun hastaneye götürülmesiyle başladı. Yağmur onun yanından bir dakika olsun ayrılmadı.
Yağmur bardaki kavganın ardından arabada Ekrem’i öperek çocuğun hem aklını hem kalbini fethetti. Yağmur da Devin gibi ilişkiye başlama konusunda hızlı çıktı. Bu ilk görüşte aşk Yağmur’a iyi gelir, Ekrem’i gerçekten severse tedavi için motivasyon olur ona derken Ekrem’in vurulması, onun başında beklerken hemşireden çaldığı ilaçla kafayı bulması, Ekrem’in ilacı görmesiyle kızın başında bekleme nedenini buna bağlamasıyla ikilinin ilişkisi en baştan darbeyi almış oldu. Yağmur ve Ekrem’i yakıştırmış olsam da ne yazık ki bu kız bu çocuğu gerek istemeden gerek isteyerek çok üzer. Umarım yanılırım da güzel bir birliktelikleri olur ve birbirlerine iyi gelirler.
Aslan’ın hastanede oldukları sürece Devin’le hiç ilgilenememesi, annesine sarılırken Devin’e ancak saatler sonra nasıl olduğunu sorması, onu tüm gün aramaması sadece Devin’e değil bana da tuhaf geldi.
Yaşadığı korkuya bağlamıştım bu durumu ancak Aslan utandığı için böyle davrandığını söyledi Devin’e.
Devin hastaneden ayrılıp ofisine gittiğinde gelen hastanın gazeteci olduğunu tahmin etmiştim. Devin’in adamı yaka paça dışarı atması Turgut’un çok hoşuna gitti.
Devin’in her şey üst üste gelince panik atak geçirmesi, Turgut’tan onu evine götürmesini istedi. Aslan mesajla Turgut’a Devin’i sorduğunda yaşadıklarını yazıp yazıp sildi sonunda emoji yollayarak cevap verdi. Hülya’nın Devin’i ziyaret edip üzerine gidince kız iyice bunaldı.
Hülya Devin’in çiftliğe gelmediğini, panik atak geçirdiğini Aslan’a hemen yetiştirdi tabi. Aslan eve gittiğinde Turgut’a da çattı haber vermediği için.
Devin, oturdukları kafede Aslan’a kendini değersiz hissettirdiğini anlattı. Tüm bu yaşananların onlar için doğal kendisi için tuhaf olduğunun ayırdına o zaman vardı. Devin, Soykan Çiftliğine gitmeyi reddetti ve evinde kalma konusunda kesin tavrını ortaya koydu. Onu bu karardan döndürecek tek şey Aslan’a koştuğu şarttı. Aslan Ekrem’i vuranlardan intikam alma peşine düşmezse onunla çiftliğe geleceğini söyledi. Ondan söz istedi ama Aslan o sözü ona veremedi.
Devin daha düğün gecesinden nasıl bir aileye gelin geldiği gerçeğiyle yüzleşti. Mafya olduklarını bildiği halde bunu hiç önemsememişti şimdiye kadar oysa artık Aslan’ın daha önce hiç katil olup olmadığını merak ediyordu. Cihan’la yaptığı yeni seansta bu sorunun cevabını aradı ancak Cihan ona Aslan’ın kirli geçmişini temize çekemeyeceğini çünkü bu geçmişin ona sağladığı gücü sevdiğini, bu gücü kaybetmek istemediğini, zamanla kendisinin de bu güce alışacağını ve o zaman Aslan’ın cinayet işleyip işlemediğini sorgulamayı geç umursamayacağını söyledi. Devin bunun doğru olmadığını savunsa da Hülya’ya karşı zafer kazandığı her durumda kendini daha güçlü hissediyor ve bundan büyük bir haz duyuyor. Soykanların gücünün zamanla onu da etkisine alacağını düşünüyorum.
Aslan Ekrem’i vurdurtanın önce annesi olduğunu düşündü ama Hülya’nın tepkisi sonucu buna pişman oldu. Tüm çocuklarının korkusu annelerinin ondan yüz çevirmesi. Leyla ve Cihan gibi Aslan için de durum bu. Hülya da çocuklarının bu zaafını sonuna kadar kullanan bir kadın.
İkinci olarak Ati’nin peşine düşen Aslan helikopterle gelip onu saklandığı çiftlikte buldu. Önceki bölümde aralarındaki konuşmanın ses kaydını İbrahim’e dinletip onu üzerine saldığı için Ati ve Aslan bir kez daha karşı karşıya gelmiş ve birbirlerini tehdit etmişlerdi. Üzerine de düğün gecesi gönderdiği mesajla okları üzerine çevirmişti Ati. Aslan buna rağmen bu saldırının arkasında onun olduğunu düşünmüyordu konuşmadan sonra emin oldu. Onu helikopterle mezarlığın üstüne atarken ona bir şey yapmadığını bildiğini söyledi. Ati Aslan’dan intikam almak için Ceylan’ı kullanmaya karar verdi.
Ceylan en son ayrı eve çıkma kararı almıştı. Bunu annesine söylediğinde kirayı ödemek için ne iş yapacağı sorusuyla karşılaştı. Anne parasıyla ayrı eve çıkmak kolay önemli olan evden ayrılacaksan kendi ayakların üzerinde durabilmendir. Hülya bunu ima edince Ceylan kiralara bakmaya başlamış ve çalışarak ödeyemeyecek kadar yüksek olduğunu anlamıştı. Ardından onu düğünde hırsızlık yaparken gördük. Sadece biz değil Yağmur da şahit oldu bu duruma ve düğünden sonra kendisini bulmasını iyi anlaşacaklarını fısıldadı kulağına. İlerleyen bölümlerde Yağmur ve Ceylan’ın ev arkadaşı olarak izleyeceğimizi düşündürtmüştü bu sahne bana ama bu haftalık konu açılmadı. Saldırıyı düzenleyen bulunana kadar çiftlikte kalma durumu olunca Ceylan ayrı ev meselesini açamadı yeniden.
Aslan’ın son yüzleşmesi amcasıyla oldu. İbrahim saldırıyı düzenletenin kendisi olduğunu itiraf etti. Amacının aileye güvenlik zafiyetini göstermek olduğunu Ekrem için vur emri vermediğini söyledi. Aslan bir Soykan olduğu için ona dokunamayacağını söyledi ancak boş durmayacağı belliydi.
Aslan ve İbrahim arasında ilginç bir dil mevcut. Onlar biriyle “le le” ve “lo lo” larla iletişim kuruyor, birbirlerini anlıyorlar ama ben onların konuşmalarını anlamakta zorlanıyorum.
İskoç’un yaptığı araştırma sonucu İbrahim’in tuttuğu tetikçi ve yapacağı büyük sevkiyatın nerede gerçekleşeceğini öğrendiler. İskoç Aslan’ın ağzından çıkacak tek bir söze bakıyordu harekete geçmek için. Aslan’ın aklındaysa Devin’in sözleri vardı. Tetikçiyi polise versin malları patlatsın dedim izlerken.
Devin kendini bir yandan işine vermişken diğer yandan annesiyle uğraşıyordu. Babasının annesinin oturduğu evi sattığı haberini alınca babasını durdurmak için oraya gitti. Ettikleri kavga evi satın alanların gelmesiyle yarıda kesildi. Adamlar evi satın almaktan vazgeçtiklerini söyleyip Aslan’a selamlarını iletince Soykan soyadının gücü sayesinde babasını alt etmiş olmak mutlu etti Devin’i.
Sonrasında arabada Turgut’un yanında Aslan’la ilgili , niye karışıyor yardım mı istedim diye söylenirken, adamın gülmesi üzerine kızdığında, adam yüzündeki gülümsemeyi görmemiş olsa inanacağını söyleyince susmak zorunda kaldı Devin. İkili arasındaki muhabbet hoşuma gitti bu bölüm. Böyle normal sahneler yazsınlar Turgut’a ki seyir zevki versin.
Aslan Devin’e gelip de sözünü tuttuğunu, vuranı da vurduranı da bulduğunu ama hiçbir şey yapmadığını, ilk defa yapılan bir şeyi karşılıksız bıraktığını söylediğinde inanmadım. Tetikçiyi öldürdüğünü düşünmedim ama sevkiyatı patlatacağından emindim. Devin ona annesinin ev meselesini Yağmur mu haber verdi dediğinde Aslan o kadar samimi bir şekilde olayın ne olduğunu bilmediğini, neden ona durumdan bahsetmediğini sordu ki , evin satılmamasında payı olmadığına inandım o anda. Devin de inandı ve çiftliğe gelmeyi kabul etti.
Aslan ve Devin sofraya el ele gelince Hülya Devin’in yolladığı hediyeyi ve Soykan soyadını kabul ettiğini düşündü. Oysa Devin’in ona kolay kolay yenilmeye niyeti yoktu. İsim tabelasını sandalyesine yerleştirdiğinde bozulma sırası Hülya’nındı. Üzerinde sadece Devin yazdığını görünce onun suratı düşerken sadece Devin’in değil Leyla ve Ceylan’ın da yüzü gülüyordu.
Yemek sonrası odalarına çekilip yattıklarında ise Aslan’ın telefonuna gelen mesajla ev konusunda Devin’in annesine yardım ettiğini, kadının kızının haberinin olmasını istemediğini öğrendik. Eş zamanlı olarak televizyonda patlama ve tetikçinin ölüm haberi geçiyordu. Aslan’ın soğukkanlı bir biçimde Devin’e yalan söylemiş olması karakterin zamanla Devin’e karşı değişeceği izlenimini yarattı bende.
Yeni bölüm tanıtımları ve özete bakarsak Devin ve Aslan birbirini bu bölüm itibariyle tanımaya başlayacaklar gibi görünüyor. Devin Aslan’ı az çok tanımaya başlasa da Devin’in içinde sakladığı ikinci kişiliği tam olarak görmedik daha. Umarım bu bölüm daha tempolu, aksiyonlu, karakter açılımlarının daha fazla olduğu bir bölüm olur.
Yeni bölümde görüşmek dileğiyle… Keyifli okumalar.