ÇARPIŞMA – Tarafım Belli

Çarpışma’da ‘Tarafını Seç?’ sorusu ile başladık bölüme. Ben çoktan seçmiştim. Veli. Seçilmeyecek gibi bir karakter de değil ki ^^ Önemli bir not; bu seçimin flashback’in flasback’inden önce olduğunu belirtmek isterim. Bu bölümde müşerref olduk nasıl bir pislik olduğuna. Gerçi bugün sorsalar bugün de Veli derim. Çünkü Onur Saylak <3 Yahu adam son dönemlerde hep kötü(!) karakterleri canladırıyor ama Tekin’inden Tevfik’ine hepsini ayrı bir sevdim ben. Kötüler de sevilirmiş be sevgili okuyucu.

 

 

Hele ki kedili sahnesine ba-yıl-dım. İstanbul’un kedileri bir kez daha ünlü oldu. (kendime not: Bilaare fotoğrafını yazıya ekle!) 

 

 

Bu bölümde nur topu gibi bir üçgenimiz de oldu. Hayırla uğurla… Adam ‘Prensiplerimi çiğnerim’ diyor ötesi var mı? Ama kimse kusura bakmasın Zeynep Kadir’deki elektrikten kat be kat üstündü bu sahne. Öyle ki alev aldı buralar…  Hep esas çift shiplenecek demek değil ya. VelZey forever… (Hiç anlamıyorum bu işlerden VelZey oluyor değil mi?)

 

Çarpışma’daki denklemler;

 

Veli’yi bir kenara koyarsak; Kadir, Kadir’in annesi, Kadir’in tek sevdiği Zeynep, Zeynep’in kayıp kızı ile ilgili konular beni hiç çekmiyor ki. İnanın hikayenin entrika dolu ikinci aksı çok daha ilgi çekici. Babalı kızlı bir ihanetin ortasına düşen minnoş Cemre, tutkularına yenilen üvey anne Belma, hırslı erkek arkadaş Demir ve Kerem…  Kerem’in Cemre karşılaşmasından bu yana şahit olduğumuz etkileşim bu bölüm arşa çıkmadı mı?  Flört kokan mesajlar da başladı, üstüne üstlük birlikte maceralara bile atıldılar. Sözün özü ‘Entrika severiz’ ^^

 

 

#CemKer’e de kalp kalp kalp. Ne kadar ortak yönleri var değil mi? İkisi de inanmış, ikisi de güvenmiş. Ve günün sonunda artık ikisinin de gözü açılmış…

Kerem, yani Alperen Duymaz için  ayrı bir paragraf açmak lazım -geçen hafta yazıyı kaleme alsaydım daha da uzun olurdu ya,  nasıl da naif bir oyunculuğu var değil mi? Hüzünlü… Yakışıklılığından bağımsız, gerek annesi ile olan hapishane sahnesi, gerek Cemre ile olan sahneleri dikkatle izlenilesi… Karakterine gelirsek dört bir yandan darbe almış, ailesinden dayanak bulamamış bunca yıl, sevdiği kadın aslında bir şeytanmış, en yakın arkadaşı kazıkların en büyüğünü atmış, hele ki hapis yıllarında neler çekmiş kim bilir? Kerem’leri üzme be hayat…

 

 

Zeynep paragrafını hiç açasım yok ama, esas kızdan bahis açmamış bölüm yazısı mı olur? İlk defa anne gördüm bu bölümde – teknik olarak çok daha önce hissetmeliydik anneliğini. İlk defa derken “Banka soydum ben kızım için, gene olsa gene yaparım.” dediği sahneyi hariç tutmam gerekir. Sahi banka soydu bu kadın, nasıl oldu da tutuksuz yargılanabildi?

 

 

Kadir Adalı’sız yazı olmaz, bu bölüm artistik hareketleri olmayınca daha bir içime sindi. Hem efsane bir canlandırmayla – Kıvanç Tatlıtuğ <3 ,   acısına da şahit olduk. Unutmayalım, bu adamın – her ne kadar hayatının aşkı olmasa da,  hayat arkadaşının ve çocuğunun  canlı bomba saldırısı ile feci şekilde hayatını kaybedeli ne kadar oldu?

Zeynep ile Kadir’i olduramadım ya ben bir türlü. Tam da bu nedenden belki de;

 

 

Reytinglere gelirsek; hikaye açılıyor ama izlenme oranları – ki ne kadar sağlıklı bir ölçüm sistemi tartışılır,  giderek düşüyor. Poff…

 

 

 

Dizi ile ilgili diğer yazılara göz atmak isterseniz  İzledim / Çarpışma  kategorisini ziyaret edebilirsiniz.