SEN ÇAL KAPIMI – Kalp Kalbe Karşı

Sen Çal Kapımı senaryosu artık yeni kalemlere emanet bir şekilde yola devam edecek. Seyirci 5 milyonu aşan sayıda tweet ile destek veriyor ama bir süredir başarısız hikaye örgüsü ile giden senaryo etkisi ile henüz yeni senaristlerin tek bölümlük dokunuşu reytinglere yansımadı. Dizi Total’de 2,33 reyting ile 17. AB’de 2,38 reyting ile 9. ABC’de 2,88 reyting ile 11.oldu. Olumsuz düşünmeyelim; kanal yeni senaryo ekibine önceki yazarların sabotajını düzeltmesi için bir süre şans vermeli! Bölüm yorumu konuk yazar Sevil ‘in kaleminden, keyifli okumalar ^^

 

Sevgili okuyucu, kendimi bir kabustan uyanmış gibi hissediyorum. Ne garip, senaristler son haftalarda olan bitenlere gönderme yapmasalardı Serkan’ın uçağı hiç düşmemiş, hafıza kaybı hiç yaşanmamış ve biz sekiz hafta önce kaldığımız yerden devam ediyoruz sanırdım. Uçak kazasını ve Serkan’ın hafıza kaybını Fikret Bekler, Kerim Ceylan ve ekibi yazmıştı. Gitmemiş olsalardı bu konuyu onlar nasıl işlerdi diye düşünmeden edemiyorum. Keşke hiç gitmeselerdi. Tekrar hoş geldiniz Günsu Teker, Fikret Bekler, Kerim Ceylan ve Elif Özsüt! Açılışta bu isimleri gördüğüm için çok mutluyum.

 

 

Balca, Prens Seymen saçmalığını ve babaanneyi bir bölümde ortadan kaldırdıkları gibi, haftalarca kafamızı kurcalayan Selin ve Serkan beraber oldu mu olmadı mı ve bebek Deniz’den mi Serkan’dan mı ikileminden daha bölümün ilk 15 dakikasına varmadan bizi kurtardılar. Bu olayı dram yaratmadan, dolambaçlı yollara girmeden, Eda’yı Selin’in Deniz’le olan telefon konuşmasına kulak misafiri ederek ve bir de üstüne Selin’e Serkan’la aralarında hiçbir şey geçmediği konusunda açıklama yaptırarak hemencecik noktaladılar. Selin’le Deniz’i bir daha görür müyüz, pek emin değilim. Bir yandan Selin’in yine kolayca işlerin içinden sıyrılıp gitmesine gönlüm razı olmuyor; ama diğer yandan da ondan kurtulduğumuz ya da yakın bir zamanda kurtulacağımız için mutluyum; çünkü Selin’e gereğinden fazla maruz kaldık.

 

 

Serkan: “Eda, ben sensiz olmak istemiyorum, sensiz olunca kalbim acıyor. Belli ki senin de kalbin izin vermemiş gitmene ki döndün. Kalp kalbe karşı…”

 

Çift olarak dövme yapılmasını sevmesem de dizi dünyasında özellikle de EdSer için hoş ve anlamlı bir sembol olduğunu düşünüyorum. Önceki bölümlerde izlediğimiz Eda ile Serkan’ın üzerindeki olmamışlığın kalkmasından son derece memnunum. Eski Serkan’ı izliyor olmanın verdiği keyif bambaşkaymış; ama Serkan’ın dans etmeye bu kadar meraklı olduğunu bilmiyordum. Eda ile Serkan’ın her ortamda birden dans etmeye başlaması bir tek benim mi garibime gidiyor?

 

 

Önceki senaristler yazmış olsaydı Serkan’ın beyninde tümör olduğunu öğrendiğimiz an acaba Serkan ölecek mi yaşayacak mı diye sorardım kendime; çünkü eski senaristlerde Serkan’ı öldürecek potansiyel vardı. Evet, Serkan’ın beyninde tümör var ve Serkan gidip bunu Eda’yla paylaşmak yerine ondan gizledi. Henüz üzerinde fazla durulmadığı için Serkan’ın hastalığının verdiği bir ağırlık yoktu bu bölümde; fakat unutmayalım ki bütün belalar Serkan’ın başına gelse de acısını çeken yine Eda oluyor.

 

Serkan’ın iç sesi: “Neee, beynimde tümör mü varmış?! Neyse boş ver; Fikret ve Kerim bana kıyamaz zaten…”

 

Eda koltuktan yatağa terfi etmiş. Aynı yatakta, beraber uyandıklarını görmek ne güzel! Önemsiz gibi görünse de böyle detaylar seyircinin gözünde Eda ile Serkan’ın aşkının inandırıcılığına büyük katkı sağlıyor.

 

Eda’nın koltukta uyuma çilesine son!

 

Bardaktaki içeceğin renginin veya adının bizim ahlakımızı belirlediğini ve eylemlerimize yön vereceğini sanan ve o bardaktaki içeceğin vişne suyu olduğu açıklamasını yapmaya mecbur bırakan çarpık düzeni kınıyorum. Mesela Selin Serkan’ı manipüle edince veya Deniz Eda’yı kandırarak nikah kıyınca kötü ve yalancı bir insan olmuyoruz; ama bardakta vişne suyu yerine şarap görünce birden alkolik oluyoruz; çünkü biz o buzlanan görüntünün ardında neler olabileceğini düşünemeyen primatlarız ya da RTÜK bizi Piaget’nin bilişsel gelişim teorisine göre bir nesnenin görüş alanından çıkınca varlığını devam ettiremediğini düşünen bir yaşlarında bir bebek sanıyor.

 

Vişne sularımızı yarım kalmış aşklara değil, sonsuz aşklara ve Serkan’la Eda’ya kaldırıyoruz …

 

Cinayeti çözme işi çok saçmaydı ve bana kalırsa fazla uzundu; ama diğerlerinin de olaya dahil olmasıyla beraber ortalık karışınca eğlenceli sahneler ortaya çıktı. Herkesin birbirinin orada bulunma sebebini sorgulaması bayağı komikti. Her bölüm yaratıcılıktan uzak bir parti veya davet izlemektense Eda ile Serkan’ın polisiye maceralarını izlemeyi tercih ederim. Serkan’la Eda’nın Aydan ve Kemal’le karşılaşması güzeldi. Peruk da Hande Erçel’e çok yakışmıştı.

 

 

Eda: “Serkan, endişelenmeye başladım.”

Serkan: “Endişe yok, endişelenmeyeceğiz. Hayatı yaşayacağız, anın tadını çıkaracağız.”

 

 

Eda: “Canın cehenneme dostum, sen tam bir baş belasısın. Seni seviyorum koca budala!”

 

Bölümü nasıl bir hafiflikle izlediğimi anlatamam. Bu bölümde pek bir şey yaşanmadı. Sanki zaman kazanmaya yönelik bir geçiş bölümüydü ve daha çok son haftalarda yaşanan saçmalıkları temizleme çalışmaları ve bu saçmalıklara yapılan göndermeler vardı. Bölüm garip bir yerde bitti. Sanki orada bitmesi gerektiği için değil de daha çok mecbur kaldıkları için bölümü orada bitirmek zorunda kalmışlar izlenimi yarattı bende; ama uzun bir süre sonra ilk kez güzel bölümler izleyeceğimize dair umutlarım tekrar yeşerdi. Umarım yine umutlarımızı söndürecek gelişmelere şahit olmayız.

 

Göz atmanızı öneririz: Sen Çal Kapımı Bölüm Yorumları

 

 

 

 

 

 

Aslı

Disqus Comments Loading...

Son Yazılar

YALI ÇAPKINI – Kıran da Olsa Kırıl, Düş; Fakat Eğilme Sakın

Yalı Çapkını 67. Bölüm için tek analiz yetmez.  Svl‘in kaleminden taptaze bir analiz.

6 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Sana İhtiyacım Var Çünkü Seni Seviyorum

"Yalı Çapkını 67. Bölüm temposu yüksek, duygu yoğunluğu fazla ve olay odaklı gözükse de arka…

6 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Sana Bütün Pişmanlıklarımı Anlatmak İsterim

Bu hafta Yalı Çapkını 65. bölüm analizinden önce yalı tarihine adını altın harflerle yazdıran palyaço…

4 hafta Önce

YALI ÇAPKINI – Birlikte Daha Az Mutsuz

Yalı Çapkını 62. Bölüm için tek analiz yetmez. “Sezonun en iyi bölümü" diyen  esra'dan kısa…

2 ay Önce

KIZIL GONCALAR – Kaçtığımız Savaşlardan Güçlü ve İyileşmiş Olarak Çıkmak Mümkün mü?

Kızıl Goncalar  yeni bölüm öncesi, hem nerede kalmıştık hatırlamak hem de geride bıraktığımız bölümü derinlemesine…

2 ay Önce

YALI ÇAPKINI – Hodri Meydan

Haftalar sonra bölüm analizi yapılabilecek bir bölüm geldi Yalı Çapkını'ndan. Hem böyle bir bölüm izlemeyi,…

2 ay Önce