SEN ÇAL KAPIMI – Her Şey Bomboş

Sen Çal Kapımı 46. Bölümü Reyting sonuçları; Total’de 3,03 ile 2. , AB’de 1,71  ile 6., ABC’de 2,79 reyting ile 3, oldu.  Bu hafta da düşüşte. Bölüm yorumu konuk yazar Sevil ‘in kaleminden. Keyifli Okumalar…

 

Çok saçma! Boş, bomboş! O kadar saçma ki dünden beri ne yazacağımı kara kara düşünüyorum. Zira sözler tükendi. 46. bölüm, şu ana kadar izlediklerim arasında kesinlikle en kötülerden biri, 2. Sezonun ise açık ara en kötü bölümüydü bana kalırsa. Kesinlikle hiçbir konuya hizmet etmeyen, sırf bölümü doldurmak için yazılan, bütünlükten tamamen uzak, zorlama sahneler izledik. 3 dakikaya yakın Serkan’ın karpuz tokatlayıp Eda’ya karpuzun nasıl seçildiğini anlatmasını izledik. Neden? Böyle bir hayat dersine ne gerek vardı? Lütfen kadınlarla ilgili de sosyal mesaj vermeye falan kalkmayın; çünkü havada kalıyor. Sosyal mesaj bir bütün olarak verilir, bölümün birkaç yerine cümleler serpiştirerek değil.

 

Biri bana Serkan’ın hafıza kaybı yaşadığı bölümleri özleyeceğimi söyleseydi gülüp geçerdim; ama gerçekten de öyle. Serkan’ın hafıza kaybı yaşadığı bölümleri bile özlüyorum. Bir şeylerin düzelmesini beklerken, kalan son birkaç bölümü biraz da olsa zevk alarak izlemeyi dilerken işler daha da kötüye gidiyor. Seçilen bölüm etiketinden tutun olay örgüsüne kadar her şey o kadar tutarsız, o kadar bölük pörçük ki! Mesela bir insan neden bölümle hiçbir alakası olmayan bir etiket seçer? Etiketin etkileşim yaratmak için seçildiğini ve pazarlamayla ilgili olduğunu biliyorum; ama bu kadar alakasız bir etiket seçerek sadece izleyiciyi yanlış bir beklentiye sokmayıp aynı zamanda da seyircinin aklıyla dalga geçiyorsunuz. Yaptığınız işe saygınız olsun lütfen! Eğer işinizi hakkını vererek yapamıyorsanız, hiç yapmayın daha iyi; bari sizi güzel hatırlayalım.

 

 

Eda’nın, Kiraz’ı Ayfer’le ve Melo’yla birlikte el ele vererek büyüttüğüne özellikle vurgu yapılmamış mıydı yoksa ben mi yanlış hatırlıyorum? Eda neden Kiraz’la ilgili kötü şeyler yaşandığında çok zorlandığını ve kendini yalnız hissettiğini söyledi? Zaten Eda ve Serkan gibi ebeveynleri düşmanıma bile dilemem. Baksanıza, Kiraz‘ı gittiği bara kadar takip edeceklermiş. Güya çocuğu korumak için onu adım başı takip eden, kontrolcü tipik bir Yıldız ve Bolat davranışı.

 

 

Serkan da Eda da Pırıl da Engin de beni çok yoruyor. Eda her şeye bir kulp takan, hırçın, dövüşmek için bahane arayan kavgacı bir horoz; Serkan ise hayattan bıkmış, huysuz, söyledikleriyle yaptıkları birbirini tutmayan (aynı şey Eda için de geçerli!), ailesi tarafından zorla misafirliğe götürülmüş, bitse de gitsek havasında bir çocuk. Engin‘le Pırıl’ın, çocuklarını hangi okula göndermek istediklerini bile sözde çok iyi arkadaş oldukları Eda’dan ve Serkan’dan saklayacak kadar gözlerini hırs bürümüş. Pırıl önceden de hırslıydı; ama peki ya Engin? Pırıl’ın, Engin’in onu aldattığıyla ilgili şüphelerini daha önce izlememiş miydik? Neden böyle bir şeyi tekrar izliyoruz? Hangi okul aile ya da aile yapısına göre çocuk seçer? Eğer okul olur da çocuğunuzu aile yapınıza göre seçmeye kalkarsa lütfen kendinize bir iyilik yapın ve arkanıza bile bakmadan o okuldan uzaklaşın. Hangi çocuğu seçeceklerine karar vermek için çocukların ailelerini birbirleriyle yarıştırmaları o kadar zorlama ve saçmaydı ki ne diyeceğimi bilemiyorum. Yazılan her şeyin altı boş. Eda ile Serkan’ı aynı evde yaşatmak için yazdığınız hikayenin altı boş, Eda ile Serkan’ı ortak bir paydada buluşturmaya ve birbirine yakın tutmaya çalışıyorsunuz; ama onun da altı boş. Karakterlerin, hikayenin inandırıcılığı yok!

 

Eda’ya güya değiştiğini ispat etmeye çalışan Serkan Eda’ya sormadan Kiraz için okul bakmaya kalkarsa biz Serkan’ın değiştiğine nasıl inanalım? Unuttunuz mu, sizin Eda’yı değil, bizi Serkan’ın değiştiğine ikna etmeniz lazım. Bir de “Ben bunu niçin yapmaya çalışıyorum hiç düşünmedin mi?” diyerek zeytin yağı gibi su yüzüne çıkıyor. Bir şeyi neden, niçin yaptığının bir önemi yok, yine kendi bildiğin ve başkası için en iyisi olacağını düşündüğün şeyi, o işin muhatabını yok sayarak ve kendi başına kararlar alarak yapıyorsun. Yani ben senin değiştiğine inanmıyorum. Eda’yı çiğ patates yiyerek kandırabilirsin, ama beni asla!

 

Göz atmanızı öneririz: Sen Çal Kapımı Bölüm Yorumları

 

 

Aslı

Disqus Comments Loading...

Son Yazılar

YALI ÇAPKINI – Yaslan Göğsüme Sevdiğim

Yalı Çapkını 68. Bölümün en özel sahneleri için Svl‘in kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.

1 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Kıran da Olsa Kırıl, Düş; Fakat Eğilme Sakın

Yalı Çapkını 67. Bölüm için tek analiz yetmez.  Svl‘in kaleminden taptaze bir analiz.

1 hafta Önce

YALI ÇAPKINI – Sana İhtiyacım Var Çünkü Seni Seviyorum

"Yalı Çapkını 67. Bölüm temposu yüksek, duygu yoğunluğu fazla ve olay odaklı gözükse de arka…

1 hafta Önce

YALI ÇAPKINI – Sana Bütün Pişmanlıklarımı Anlatmak İsterim

Bu hafta Yalı Çapkını 65. bölüm analizinden önce yalı tarihine adını altın harflerle yazdıran palyaço…

1 ay Önce

YALI ÇAPKINI – Birlikte Daha Az Mutsuz

Yalı Çapkını 62. Bölüm için tek analiz yetmez. “Sezonun en iyi bölümü" diyen  esra'dan kısa…

2 ay Önce

KIZIL GONCALAR – Kaçtığımız Savaşlardan Güçlü ve İyileşmiş Olarak Çıkmak Mümkün mü?

Kızıl Goncalar  yeni bölüm öncesi, hem nerede kalmıştık hatırlamak hem de geride bıraktığımız bölümü derinlemesine…

2 ay Önce