YELDEĞİRMENİ ‘nde BİR LEZZET DURAĞI – GANAJ PATISSERIE

Yeldeğirmeni ’nin son halini gördünüz mü? Bir yanda adım başı cafeler, büyüklüğü en fazla 20-25 metrekare olan 3.nesil kahve dükkanları, diğer yanda manavıyla, odun fırınıyla, nalburuyla tam bir mahalle…  Mahallenin eski hali bilenler, elbette bu dönüşüme isyan ediyorlar. Haklı oldukları noktalarda yok değil elbet. Ama yazımızın konusu bu dönüşüm değil…

Günlerden dün, Yeldeğirmeni ’nde kızı piyano kursundan çıkan bir anne, kızının ısrarıyla o sırada o bölgede olduklarından haberdar olduğu arkadaşları ile bir çay/kahve içmek üzere buluşmak ister. Onlarca cafe arasından hangisine oturalım derken gözlerine bir mekan çarpar: Ganaj Patisserie … İşte bu yazı yediğim tatlılar kadar tatlı bir deneyimin hikayesi…

O anın fotoğrafını çeksek, insanların sıkış sıkış doluştuğu cafelerin arasında rengarenk minderleri ile bomboş bir mekan olur karede. Dolayısıyla insan ‘Acaba?’ diye düşünüyor. ‘Hadi gelin, 3 kişi, 1 çocuk mekanı dolduralım’ diye meyil ediyor ve güler yüzlü bir çift ile karşılaşıyoruz. İlk sorumuz ‘Çay taze mi?’  Neden? Çünkü çay önemli, çok önemli! ‘Taze’ yanıtı alır almaz çöküyoruz mekana^^

Mekanın içindeki cam tezgahta birbirinden cezbedici tatlılar göz kırpıyor…  Tatlılar, tuzlular, mono pastalar (tekil kişilik pastalara mono pasta deniyormuş ^^)

‘Çayımıza ne eşlik etse, hmm… (içses, acayip tokum) İstediklerimizden tek tek alabiliyor muyuz?’

Yanıt ‘Elbette!’ olunca devamı şu şekilde geldi: “Bir ekler, bir elmalı kurabiye, ekler iki olsun, bir de şu portakallı toplardan, yok kestaneli olanlardan istemem, fındıklı kurabiye de olsun…”

Ekler müthiş; ‘Süt Fındık’ olarak adlandıran fındıklı kurabiye ağızda dağılıyor, lezzetli; Portakallı topların içinin hindistan cevizi olması sürprizli, ama sadece hindistan cevizi sevenler için tatlı bir sürpriz; elmalı kurabiye ise daha iyilerini tatmış biri olarak benim için standart…

 

Mekan iki yıl kadar önce kadar Melek,Yasemin ve İbrahim Özcan kardeşlerin hayallerini gerçekleştirip gönüllerindeki gibi bir işletme açması ile ‘merhaba’ demiş. Haftanın 7 günü sabah saatlerinden akşam 11’e kadar açık küçük bir cafe olarak bugüne kadar ayakta kalmış. İnsan ilk ziyaretinde bile ticaret hayatında erken ‘pes’ edenlerden olmamasına etken faktörleri algılayabiliyor. Ürün lezzetli, fiyatlar makul, mekan sevimli, teftiş etmedik ama temiz ve titiz bir mutfağa sahip oldukları aşikâr, bunlara ek ekip güler yüzlü ve çalışkan… Menüde sıcak soğuk içeceklerin yanında servis edilen tatlı – tuzlu kurabiyeler, pastalar az sayıda katkı maddeleri kullanılmadan günlük olarak hazırlanıyormuş. Kahvaltı servisinde anında sıcaklarda krep ve gözleme eşlik edebiliyormuş. İç mekanda az sayıdaki masası, ısıtıcılı balkondakiler ve mekan önündekilerle çoğalıyor. Vale Servis sistemi ile servis olanağı da varmış.

terracotalar gibi dizilmiş portakal topları, kestaneli toplar, çilekli çikolatalar hmm….

Instagram hesabına göz attığımızda o da ne? Hayat Sırları Mustafa Kuzgun’un mutfağında pişen üç renkli muhallebilerin aslında Ganaj Patisserie mutfağından çıkmış… (Diziyi izleyen var mıydı? Kemal şefliğini ispatlamak için esnaf lokantası menüsüne üç renk muhallebileri ekliyor, babasının onayını yine de alamıyordu. Ama esnaf lokantası ve üç renk muhallebi ^^ Olur şey değil. ‘Yapıverseydin ya bir fırın sütlaç!’ yorumu yapmıştım bölümü izlerken.)

Veda etme zamanı, oldukça makul bir hesap geliyor (Şubat 2018, şık bir cafe kategorisine göre) Çay 2 TL – Kahve 5 TL – Mono Pasta 10 TL  – Tatlı/Tuzlu kurabiye (kilo) 35 TL

Boş olarak girdiğimiz mekana tüm masalar dolu iken- ‘ayağımız mı uğurlu nedir ^^’ diye kendimize pay çıkarttık tabii, işletmecilerinden Nurcan ve İbrahim çiftine ‘Pek sevdik, yine uğrarız’ diyerek veda ediyoruz. (Kendimize pay çıkartmamız iyi hoş ama sanırım oturacak boş masa bulmuş olmamızın büyük şans olması daha olası…)

Bu sevimli aile işletmesine siz de uğrayın, tavsiye ederiz. Biz tıka basa tok olmadığımız bir gün mono pastalarını denemeye mutlaka uğrayacağız.

Ganaj Patisserie  Yeldeğirmeni , Rasimpaşa Mahallesi, Duatepe Sk. No:29, 34716 Kadıköy/İstanbul

https://www.instagram.com/ganajpatisserie/

 

Yedim İçtim kategorisindeki diğer yazılara göz atmak için tıklayın

Aslı

Disqus Comments Loading...

Son Yazılar

YALI ÇAPKINI – Yaslan Göğsüme Sevdiğim

Yalı Çapkını 68. Bölümün en özel sahneleri için Svl‘in kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.

1 hafta Önce

YALI ÇAPKINI – Kıran da Olsa Kırıl, Düş; Fakat Eğilme Sakın

Yalı Çapkını 67. Bölüm için tek analiz yetmez.  Svl‘in kaleminden taptaze bir analiz.

2 hafta Önce

YALI ÇAPKINI – Sana İhtiyacım Var Çünkü Seni Seviyorum

"Yalı Çapkını 67. Bölüm temposu yüksek, duygu yoğunluğu fazla ve olay odaklı gözükse de arka…

2 hafta Önce

YALI ÇAPKINI – Sana Bütün Pişmanlıklarımı Anlatmak İsterim

Bu hafta Yalı Çapkını 65. bölüm analizinden önce yalı tarihine adını altın harflerle yazdıran palyaço…

1 ay Önce

YALI ÇAPKINI – Birlikte Daha Az Mutsuz

Yalı Çapkını 62. Bölüm için tek analiz yetmez. “Sezonun en iyi bölümü" diyen  esra'dan kısa…

2 ay Önce

KIZIL GONCALAR – Kaçtığımız Savaşlardan Güçlü ve İyileşmiş Olarak Çıkmak Mümkün mü?

Kızıl Goncalar  yeni bölüm öncesi, hem nerede kalmıştık hatırlamak hem de geride bıraktığımız bölümü derinlemesine…

2 ay Önce