The ACT – Dee Dee ile Gypsy Rose’un Gerçek Hikayesi

Bir öneri ile ekran karşısına geçtiğimde, dizinin konusundan habersiz, tekerlekli sandalyeye mahkum Gypsy Rose (Joey King) ile tüm hayatını kızına adamış bir anne olan Dee Blanchard (Patricia Arquette)’ın hikayesini izleyeceğimi zannediyordum. Dizinin başlangıcında gerçek bir hikayeden esinlenilse de bazı olayların gerçekten daha fazla dramatize edildiği bilgisi dikkat çekiciydi. Gypsy Rose tanımlı / tanımsız birçok hastalığının yanı sıra (annesinin söylemine göre epilepsi, omurilik felci, kalp hırıltısı, kansızlığı, şekere ölümcül bir alerjisi ve reflüsü var) zihinsel ve bedensel yetersizliği olan, annesinin bakımına muhtaç bir genç kız. Bekar bir anne olan Dee günün her saatini kızı ile ilgilenerek geçiren ve geçim kaynağı bağışlar olan bir anne…

Günlerden bir gün, komşular ikilinin ortak kullandığı sosyal medya hesabından anlamlandıramadıkları bir mesaj alıp üzerine de aileden de haber alamayınca polis çağırırlar. Dee öldürülmüştür ve tekerlekli sandalyeye mahkum Gypsy Rose ise evde yoktur.

 

 

Patricia Arquette’ın Emmy ve Altın Küre’de en iyi yardımcı kadın oyuncu ödülünü aldığı dizi de Gypsy Rose rolünde Joey King de çok başarılı bir rol çıkarıyor.

Yazının bundan sonrası spoiler. İzlemeyen psikolojik istismarın ne olduğunu etkileyici şekilde anlatan bu diziyi izlemelerini öneririm, izleyenler ile yorumlardan buluşalım…

 

Dizinin birinci bölümünün sonunda çözüyoruz ki; konuyu bilmediğim için gerçekten afalladım! anlatılan hikaye gerçeği yansıtmıyor:  Dee Dee Münchausen Sendromu.  Peki Münchausen Sendromu nedir? Basit anlamı ile, bir başkasına yüklenen yapay bozukluk olarak tanımlanıyor.

 

“Yapay bozukluk, bireyin dışsal olarak ödüllere gerek olmadan gerçekte var olmayan bir sağlık durumunun oluşturulması veya belirtilerini var etmesidir. Başkasına yüklenen yapay bozukluk ise bireyin var olmayan sağlık durumunu kendisine değil başkasına yüklemesidir. Başkasına yüklenen yapay bozukluk ölüme yol açabilecek bir istismardır. Yapay bozukluğa sahip olan ebeveynlerle yapılan bir çalışmada başkasına yüklenen yapay bozukluğun %10’a yakını ölümle sonuçlanmaktadır.”  Kaynak Galvin, Newton ve Vandeven, 2005

 

Ne yapıyor Dee Dee, uzun yıllar boyunca kızına sahte hastalık kondurup, aklın alamayacağı tedavi yöntemleri uyguluyor. Aslında işkence yapıyor desek yanlış olmaz. Fedakar, vefakar anneliği ile birçok yardım kuruluşundan faydalanıyor. Evleri bile Katrina Kasırgası mağduru olarak Habitat For Humanity tarafından yapılmış. Gelir kaynaklarından biri de Gypsy’nin babasının her ay gönderdiği çekler.

Dee Dee’nin, Gypsy üzerinde kurduğu bu psikolojik baskı,  Gypsy açısından bakarsak çalıntı bir çocukluk, gençlik demek. Bölümler içinde ilerlerken Gyspy’nin normal hayata döndüğünde, örneğin yürürken annesine rastladığında yeniden tekerlekli sandalyesine oturuyor.

 

 

Patricia Arquette Dee Dee karakterini canlandırırken oyunculuk performansıyla göz dolduruyor ve aldığı ödülleri hak ediyor. Sanırım Texas aksanı ile konuşması, dağınık saçları, kıyafetleri (daha doğrusu önlükleri) ile tanıdığımız halinden oldukça farklı. Genç Dee Dee’deki dijital gençleştirmenin fazla yapay durduğunu belirtmem gerekir

 

 

Joey King ise canlandırdığı karakter olan Gypsy Rose’un sesini ve tavrını o kadar özümsemiş gibi ki,  gerçek Gypsy’nin videolarına baktığınızda hemen hemen fark göremiyorsunuz. Kendi evinde, annesinin baskıcı kontrolünde el bebek gül bebek yaşayan Gyspy’nin bu ortamdan çıkması ve gerçek dünya ile karşılaşmasındaki ruh hali geçişlerini de güzel yansıtmış.

 

Son söz, benim gibi Disney karakterlerini, pelüş oyuncakları seven biri bile rahatsız edece ölçüdeki takıntıları, Dee Dee’nin ilaç dolabı, Gypsy’nin gerçekten şekere alerjisi olmadığını anlaması ile geceleri gizlice şeker yiyen ve tüm dişlerini çürüten Gpysy’nin dişlerinin dökülmesi, diş operasyon süreci akıldan çıkmayacak detaylar. Yaşanmış inanılmaz bu suç hikayesini  sevilen dizilerim listesine girdi bile…

 

Gerçek Dee Blanchard ve Gypsy Rose

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

The Act Fragman

 

 

 

Aslı

Disqus Comments Loading...

Son Yazılar

YALI ÇAPKINI – Kıran da Olsa Kırıl, Düş; Fakat Eğilme Sakın

Yalı Çapkını 67. Bölüm için tek analiz yetmez.  Svl‘in kaleminden taptaze bir analiz.

7 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Sana İhtiyacım Var Çünkü Seni Seviyorum

"Yalı Çapkını 67. Bölüm temposu yüksek, duygu yoğunluğu fazla ve olay odaklı gözükse de arka…

7 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Sana Bütün Pişmanlıklarımı Anlatmak İsterim

Bu hafta Yalı Çapkını 65. bölüm analizinden önce yalı tarihine adını altın harflerle yazdıran palyaço…

4 hafta Önce

YALI ÇAPKINI – Birlikte Daha Az Mutsuz

Yalı Çapkını 62. Bölüm için tek analiz yetmez. “Sezonun en iyi bölümü" diyen  esra'dan kısa…

2 ay Önce

KIZIL GONCALAR – Kaçtığımız Savaşlardan Güçlü ve İyileşmiş Olarak Çıkmak Mümkün mü?

Kızıl Goncalar  yeni bölüm öncesi, hem nerede kalmıştık hatırlamak hem de geride bıraktığımız bölümü derinlemesine…

2 ay Önce

YALI ÇAPKINI – Hodri Meydan

Haftalar sonra bölüm analizi yapılabilecek bir bölüm geldi Yalı Çapkını'ndan. Hem böyle bir bölüm izlemeyi,…

2 ay Önce