Vatanım Sensin – Leon ve çocukluktan gelen kapanmayan yaraları

Benim gibi standart bir Vatanım Sensin izleyicisi olabilirsiniz. Yine de aktif bir twitter kullanıcısıysanız genel akışta dolanırken sizi bekleyen tehlikeye karşı uyarmam gerekir. Dikkatli olun; Ezgi’nin tweet zincirleri insanı istemsizce Leon fandom’ına dahil ettirir. Gün olur sevgi, gün olur sitem yüklü olan bu paylaşımlar bazen de aşağıdaki gibi geçmişe dokunur. Ahh o Leonidas’ın çocukluğundan bugüne tesir eden kapanmayan yaraları…

Aşağıdaki paylaşımda Boran Kuzum’un başarı ile canladırdığı Teğmen Leon karakterinin küçüklüğünü olsa olsa Alihan Türkdemir canlandırırdı teması var. Minik Alihan öyle bir oyuncu ki hangi projede hangi rolü üstlenirse üstlensin ekranımıza misafir olan abilerinin/amcalarının bir çoğundan çok daha başarılı sonuçlara imza atıyor. Belli mi olur, belki de Vatanım Sensin’in yeni sezonuna konuk olur ^^

Konuyu fazla uzatmadan sizi 1900 lü yılların başlangıcına götürüyor ve Ezgi’nin gözünden küçük Leonidas ile baş başa bırakıyorum:

Sağda tanıdığımız, bildiğimiz, sevdiğimiz Teğmen Leon ve solda da aile albümlerini karıştırdığımızda rastladığımız minik Leonidas…

Albüm sayfalarını çevirdiğimizde bu fotoğrafa rastlıyoruz. Görünen o ki Leon Atina’nın en iyi hocalarından piyano dersleri almış. Bach mı çalıyor yoksa?

Müzik dersleri sadece piyano ile sınırlı kalmamış ama keman da pek başarı gösterememiş. Miterasının ısrarıyla başladığı bu dersleri çokça sevmemiş.  Zaten 13 yaşında da tamamen bırakmış.

Bu video gösteriyor ki sadece müziğe değil edebiyata da ilgi duyardı Leonidas. Daha o küçücük yaşında, kendi kendine edebi alıntılar çalışır, ezberlerdi.

Hilal’in patlıcanlı börek kokusuyla mutfağa koştuğu günlere dair bu fotoğraf. Gözlerimizi kapatıp hayal edelim:  Leon da kestane kokusunu takip etmiş olabilir mi?

Leon’nun çocukluk fotoğrafları gösteriyor ki küçüklüğünden beri kızlarla arası oldum olası pek iyi ^^

Ama görünen köy kılavuz istemiyor. Annesinin ilgisine, babasının sevgisine aç olarak büyüdü Leonidas…

Çocukluklarını düşünün… Sürekli didişseler de Hilal’in bir ablası vardı. Leon  ise hep yalnızdı. En iyi bildiği şeyi, yalnızlığı çok küçük yaşta hayat öğretti ona…

Kader öyle bir şey ki, belki de bazı geceler aynı ninniyi başka dillerden dinleyerek uykuya daldılar Hilal ile…

Hilal’in babasına özleminden gözüne uyku girmediği o gece, Leon belki de yan odasında uyuyan babasını özlediği için uyuyamamıştı…

Şimdi söyleyin bana; bu fotoğrafın kelimelere yansıması “Babam beni hiç mi sevmedi mitera?” olsa, göz yaşlarınızı içinizde tutabilir misiniz?

 

Aslı

Disqus Comments Loading...

Son Yazılar

UZAK ŞEHİR – Bir Yokmuş Bir Varmış

Uzak Şehir’in yeni sezonuna Gülsüm’ün kaleminden… Keyifli okumalar ^^

2 hafta Önce

VELİAHT – Çatışmalar Arasında Sessiz Fırtına

Veliaht’ın üçüncü bölümünü izledikten sonra söyleyebilirim ki dizi yavaş yavaş kendi yolunu bulmaya başlıyor.

1 ay Önce

EŞREF RÜYA – Gözlerinin İçine Düştüm Nasıl Kurtulabilirim ki…

Eşref Rüya'da yeni sezonun ilk yazısı 15. bölüm üzerine  PSİKOLOGROZA kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.

1 ay Önce

VELİAHT – Kaçınılmaz Kaderin Gölgesinde

Veliaht ikinci bölümünde de beklediğim enerjiyi büyük ölçüde korudu. Hem olaylar yoğunlaştı hem karakterlerin iç…

1 ay Önce

VELİAHT – Timur’un Küçük Dünyasından Esenler Otogarı’na

“Veliaht” bence sezonun en iddialı yapımlarından biri olma potansiyeline sahip. İlk bölümle hem dramatik yoğunluğu…

2 ay Önce

METRUK ADAM – Sessizliğin Ardındaki Çığlık

Metruk adam – eski ismi ile Tamir Adam’ı ilk duyduğumda koyu bir Yalı Çapkını izleyicisi…

2 ay Önce