KIRMIZI ODA – Gittiğim Yerden Dönüş Yok

Kırmızı Oda Cuma reyting listesinde tüm kategorilerde birinci.  Reytingler ise Total’de 8,33  AB’de 12,0 ve ABC1’de 10,73 .  Kırmızı Oda’ya bir süredir misafir olan Boncuk’a dair bölüm yorumu konuk yazar  Why So Serious‘den. Keyifli okumalar. 

 

 

Son birkaç haftadır Boncuk’un Kırmızı Oda ziyaretlerine başlaması ile Boncuk ve Ermişleri konuşuluyor yoğun bir şekilde. Malum karantina süreci… Hepimiz kapalı kalmaktan ötürü depresyon emareleri gösteriyoruz; üstüne de bu karakter denk gelince etrafımda “Boncuk gibi delirmeme az kaldı”, “Yakındır Ermişleri görmeye başlayacağım” esprileri gırla ^^

 

 

 

“Bir insan acıdan delirdiğinde, diğerleri onun acısını değil, deliliğini görürler.”  –  Ruhi Mücerret; Murat Menteş

 

Kısacası hikayesi ile diziye adım attığı andan itibaren izleyicileri etkisi altına alıverdi Boncuk. İçinde biriktirdiklerine, acılarına, yaşanmamışlıklarına inat, gülen yüzüyle hepimize sevdirdi kendini. O gülüş ki ne kadar içini aydınlatsa da insanın kendi içindeki karanlığı gizlemek için bir maske idi aslında.

Boncuk’u biraz daha yakından tanıyalım mı? İzlediğimiz flashbacklere göre babasının çocukluk döneminde açtığı acılardan kaçmak için, o evden kurtulayım da nereye gidersem gideyim derken yağmurdan kaçarken doluya tutulmuş. Gurbete, Hollanda’ya gelin gitmiş. Evlendiği adam Sadık, eli havada değil belki ama son derece bencil ve ilgisiz bir koca. Ve gurbet eller de Boncuk o kadar yalnız bırakılmış ki…  Sadık yalnızlığından kurtulmak için “bir kuş alsak mı?” diye soran eşine onu bile çok gören; kendisini fark etsin diye saçını kesip suratına ben bile çizen, günden güne solan eşini görmeyen tam anlamıyla ODUN bir koca. Adeta eş değil de hizmetçi almış kendine.

 

 

Bu kadar lafı geçmişken Sadık’ı oynayan Onur Bilge’ye de ayrı bir parantez açalım. Çok başarılı canlandırıyor Sadık’ı; son derece doğal ve gerçek bir karakter yaratmış. Burcu Biricik ile de ne kadar güzel paslaşıyorlar. Madem oyunculuk performanslarındaki doğallığı, başarıları övüyoruz; söylemeden edemeyeceğim: Kırmızılı kadını oynayan Bennur Duyurucu keşke eski Yeşilçam filmlerindeki kötü kadın karakterleri gibi bu kadar abartılı oynamasa, performansı beni biraz rahatsız ediyor açıkçası.

 

 

 

 

Bu haftaki bölümle birlikte, daha detaylı olarak çocuk Boncuk’un dünyasına giriş yaptık. Annesinin babası ve eve getirdiği metresi tarafından aşağılanışını izlemek, tüm çocukluğunda baba sevgisi olmadan büyümek gerçekten çok ağır şeyler. Çocuklukta yaşananların ileriki yaşlarda ne kadar büyük travmalar yaşattığı hep anlatılır, işte Boncuk canlı bir örnek olarak duruyor karşımızda.

 

 

 

Ermişler Boncuk’u başka bir kişi ile evlendirecekler. Damat kim olabilir ki? Parkta Boncuk’un karşılaştığı malum kişiyi görünce hepimizin içi bir cız etti diye tahmin ediyorum. Kızımıza böyle arkadaşlar yakışır diye bi’ iç geçirdik. Adını henüz bilmiyorum ama öğrenir öğrenmez shipleyeceğimiz garanti.

 

Bu bölümü izlerken Akıl Oyunları filmi geldi aklıma. Boncuk’un işaretlerin peşinde koşması, gazetelerde/haberlerde kendini gördüğünü sanması ile şizofreni hastası olduğunu iyice gösterdiler bize. Ama böyle bir hastanın sadece uyku ilacıyla ve konuşarak tedavi edilmesi mümkün değil. Bu noktada en çok eleştirilmesi gereken şey intihar iması yapan hastasını eve gönderen Doktor Hanım. Altı üstü dizi diye geçiştiremeyeceğim kusura bakmayın. Olacak şey değil!

 

 

Ve Boncuk olarak evlerimize misafir olan isim Burcu Biricik. Şeref Meselesi’nde keşfettiğim, Hayat Şarkısı ile yeteneğine ve enerjisine bayıldığım bir oyuncu. Mesleğinin hakkını sonuna kadar veren, ona biçilen karakteri oynamayıp yaşayan oyuncularından… Boncuk’u öyle bir canlandırıyor ki performansına hayran olmamak imkansız. Bütün duygularını özellikle gözleriyle, yüzündeki tüm mimikleriyle veriyor bize. Eline koluna hakim olamayışı, gülerken ağlayan hali ile hepimizi inandırdı ermişlere ^^

 

 

Hikayeye dahil oluşundan itibaren pür dikkat izliyorum ama özellikle bu hafta zirve yaptı bana kalırsa; Ah o son sahneyi tüylerim diken diken izledim. Şebnem Ferah’ın Deli Kızım Uyan şarkısı o kadar doğru seçilmiş ki sahneye, bu kadar etkilenmemim sebeplerinden biridir sanırım. Hani gözleriyle oynamış deriz ya tam öyle bir sahne izlettirdi bize Burcu Biricik. Yüzündeki o ifade, o gülüş, o göz yaşları anlatılır gibi değil sadece izlenmeli…

 

Haftaya bakalım bizi neler bekliyor? Bölüm finali izleyiciyi korkutan bir yerde bırakıldı çünkü. Bekleyip görelim…

 

 

Yazıya görselini eklediğim  Sude Evcimen‘e ve  tweetleri  ile renk veren  immortallove, watermelonspink, berenn, Curly ve ?????.‘ ya teşekkürler…

 

 

Aslı

Disqus Comments Loading...

Son Yazılar

YALI ÇAPKINI – Kıran da Olsa Kırıl, Düş; Fakat Eğilme Sakın

Yalı Çapkını 67. Bölüm için tek analiz yetmez.  Svl‘in kaleminden taptaze bir analiz.

1 hafta Önce

YALI ÇAPKINI – Sana İhtiyacım Var Çünkü Seni Seviyorum

"Yalı Çapkını 67. Bölüm temposu yüksek, duygu yoğunluğu fazla ve olay odaklı gözükse de arka…

1 hafta Önce

YALI ÇAPKINI – Sana Bütün Pişmanlıklarımı Anlatmak İsterim

Bu hafta Yalı Çapkını 65. bölüm analizinden önce yalı tarihine adını altın harflerle yazdıran palyaço…

4 hafta Önce

YALI ÇAPKINI – Birlikte Daha Az Mutsuz

Yalı Çapkını 62. Bölüm için tek analiz yetmez. “Sezonun en iyi bölümü" diyen  esra'dan kısa…

2 ay Önce

KIZIL GONCALAR – Kaçtığımız Savaşlardan Güçlü ve İyileşmiş Olarak Çıkmak Mümkün mü?

Kızıl Goncalar  yeni bölüm öncesi, hem nerede kalmıştık hatırlamak hem de geride bıraktığımız bölümü derinlemesine…

2 ay Önce

YALI ÇAPKINI – Hodri Meydan

Haftalar sonra bölüm analizi yapılabilecek bir bölüm geldi Yalı Çapkını'ndan. Hem böyle bir bölüm izlemeyi,…

2 ay Önce