DELİ BAYRAMI – Kim Akıllı Kim Deli, Nasıl Ayırt Etmeli?

Resmi sitesinde diyor ki “Bazı şeyler vardır, asla zamanın gölgesinde yok olup gitmez. En çok da çocukken sevdiğimiz şeyler peşinizi bırakmaz. Tıpkı bir izleyenin onlarca kez izlemek istediği Devekuşu Kabare gibi.” Kesinlikle haklı! Turgut Özakman’ın kaleminden “Deliler” oyunu günümüzde Deli Bayramı olarak sahnelerde…

Oyunun izlenimleri konuk yazarım Bade‘den. Keyifli Okumalar ^^

 

Delilik nedir , kimlere deli denir? Sadece anormal davranışlarda bulunan, akıl ve ruh sağlığı yerinde olmayan kişiler mi “deli” olarak addedilir? Soruyu tersten sorarsak, toplum normlarına uygun davranan herkes “akıllı” olarak değerlendirilebilir mi? Deli-akıllı ayrımı yazılı kurallara göre mi yapılmalıdır? Bu konuda karar mercii kimlerdir?

İşte bu ve benzeri pek çok soruyu sorgulatan ve düşündürten bir oyun Deli Bayramı. 1987 yılında Turgut Özakman’ın kaleminden dökülen ve yine aynı yıl Zeki Alasya – Metin Akpınar ikilisinin kurucusu olduğu Devekuşu Kabare tarafından “Deliler” adı altında sahnelenen oyun tam 34 yıl sonra Metin Akpınar’ın süpervizörlüğünde DasDas ekibi tarafından sahneleniyor. Sanırım 80’lerin sonu, 90’ların başıydı, Deliler oyununun TRT’de yayımlandığını ve ailece seyrettiğimizi hatırlıyorum. Oyuna ilişkin aklımda tek kalan ; finalde söylenen şarkıdaki “Kim akıllı kim deli? Nasıl ayırt etmeli?” sözü idi. Usta bir yazar ve usta oyuncular sayesinde Türk Tiyatrosu’na kazandırılan bu eserin yeniden yorumlanmasını seyretmemek – özellikle Zeki Alasya – Metin Akpınar   ikilisinin filmleriyle büyümüş olan bizim nesil için- olmazdı. Bunun üzerine bir de iki yıl aradan sonra tiyatroyla yeniden buluşabilmenin heyecanı eklenince daha ne isterim?

 

 

Oyunun başında üç doktor karşılıyor seyircileri. Akıl hastanesine kapatılmış olan delilerin DasDas’ı ele geçirerek yıl sonu gösterisi hazırladıklarını duyuruyorlar. Böylece başlıyoruz birbirinden keyifli skeçleri seyretmeye. Tahmin edilebileceği üzere metin güncellenmiş hem diyaloglarla hem de canlandırılan karakterlerle günümüzün sorunlarına son derece yerinde göndermeler yapılıyor.  Her bir skeç o kadar bizden, o kadar hayatın içinden ki… Bir taraftan günümüz hayat şartlarında delirmeden yaşamımızı idame ettirmenin aslında ne kadar zor olduğu, diğer bir deyişle delirmek için pek çok sebebimiz olduğu gözler önüne serilirken diğer taraftan ise esas tehlikenin dışarıda hatta yanı başımızda olabileceğini görüyoruz. Arkadaşımız, komşumuz, alıveriş yaptığımız esnaf… Göründükleri kadar “normal” olmayabilirler.

 

 

Oyuncu kadrosu oyunun enerjisine ve temposuna yakışır bir şekilde son derece dinamik bir ekipten oluşuyor. Bir oyuncunun birden fazla rolü canlandırması da her birinin ne kadar çok yönlü olduğunu gözler önüne seriyor. Farklı mekanlarda geçen skeçler dolayısıyla taşınabilir bir dekor tercih etmiş Cem Yılmazer. Daha önce Oyun Atölyesi’nin Antonius ile Kleopatra ve Şehir Tiyatroları’nın Uzlaşma oyunlarında deneyimlemiş olduğum sahnenin kulis olarak kullanılması ve her oyuncunun özel olarak tasarlanmış bölmelere oturarak sahne sırasını beklemesi durumu oyuncuların sürekli kılık değiştirdiği bu oyun için doğru bir tercih olmuş. Böylelikle skeçler arasındaki geçişler hızlıca sağlanmış oluyor, bu da oyunun temposunu baştan sona diri tutuyor. Yine de ilk perdeden daha fazla keyif aldım. Tolga Çebi imzasını taşıyan müzikler harika. Şarkı sözleri ise sizce de çok anlamlı değil mi?

 

 “Kimi turşu kurar kimi fabrika

Ama biz deliyiz, hayal kurarız.”

 

 

Delilik üzerine yüzyıllardır pek çok söz söylenmiş, hala da söylenmekte. Eğer bu konuyu bir de mizahi bir bakış açısı ile değerlendirmek ve tatlı delilerimizin hikayelerine ortak olmak isterseniz Deli Bayramı sezon boyunca DasDas’ta sahnelenmeye devam edecek. Kaçırmayın derim.

Deli Bayramı Oyuncuları

Turgut Özakman’ın 1987’de kaleme aldığı “Deliler” eserinden uyarlanan eserin oyuncu kadrosunda, ünlü oyuncu Mert Fırat ile Alper Baytekin, Ayşegül Cengiz, Büşra Alnıtemiz, Cansu Boz, Didem Balçın, Erdi Güçlü, Hande Özkurt, Kadir Burak Baydar, Nila Fırat, Özgün Aydın, Tunahan Çilingir ve Volkan Yosunlu rol alıyor.

Diğer Tiyatro yazıları için  SAHNE SANATLARI kategorisini mutlaka ziyaret edin.

 

 

 

Aslı

Disqus Comments Loading...

Son Yazılar

YALI ÇAPKINI – Yaslan Göğsüme Sevdiğim

Yalı Çapkını 68. Bölümün en özel sahneleri için Svl‘in kaleminden taptaze bir analiz. Keyifli okumalar.

2 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Kıran da Olsa Kırıl, Düş; Fakat Eğilme Sakın

Yalı Çapkını 67. Bölüm için tek analiz yetmez.  Svl‘in kaleminden taptaze bir analiz.

2 hafta Önce

YALI ÇAPKINI – Sana İhtiyacım Var Çünkü Seni Seviyorum

"Yalı Çapkını 67. Bölüm temposu yüksek, duygu yoğunluğu fazla ve olay odaklı gözükse de arka…

2 hafta Önce

YALI ÇAPKINI – Sana Bütün Pişmanlıklarımı Anlatmak İsterim

Bu hafta Yalı Çapkını 65. bölüm analizinden önce yalı tarihine adını altın harflerle yazdıran palyaço…

1 ay Önce

YALI ÇAPKINI – Birlikte Daha Az Mutsuz

Yalı Çapkını 62. Bölüm için tek analiz yetmez. “Sezonun en iyi bölümü" diyen  esra'dan kısa…

2 ay Önce

KIZIL GONCALAR – Kaçtığımız Savaşlardan Güçlü ve İyileşmiş Olarak Çıkmak Mümkün mü?

Kızıl Goncalar  yeni bölüm öncesi, hem nerede kalmıştık hatırlamak hem de geride bıraktığımız bölümü derinlemesine…

2 ay Önce