CAMDAKİ KIZ – Sedat Prens ise Masallardaki Prens Kim?

Camdaki Kız 5. Bölümde reytingler, Total’de 7,51 reytingle 2. AB’de 11,24 reytingle ve ABC1’de 10,37 reytingle 1.lik… Bölüm yorumu konuk yazar Elma Şekeri‘nden. Keyifli okumalar… 

 

 

“Prens Prensesini buldu” diye havalı bir final ile bitirdiniz ama ben size diyeyim eski masallardaki prensler de bu Sedat gibiyse sağlam kandırılmışız kızlar kızlar… Şu dizide vallahi ne olacak merakım olmasa, bir de şu Muzocuk’un hikayesini ve nasıl bir rol biçtiklerini merak etmesem Sedat’a hiç tahammülüm yok. Karakter zaten ezik, kifayetsiz, kaç yaşına gelmiş hala kendi olamamış ortalarda bir tip, bir de üzerine Sedat’ı canlandıranın müsamerelerde şiir okuyan çocuklar gibi rol yapması afakanlar bastırıyor bana… Emin olun, o minnoşlar bile daha coşkulu şiir okuyor, kitleleri heyecanlandırıyor.

 

 

Ama tebrik etmek lazım; Sedat’a o kadar saydırıyorum da ne oluyor? Biz Nalan’da tam bir ışık gördük yüzüğü ne güzel attı derken Sedat Efendi kızı Cana ile bir ilişkisi olmadığına ve o pırlanta bilekliği de teşekkür mahiyetinde aldığına ikna ediverdi. Pes Nalan’cım sen de buna inandın ve Sedat ile evlenmeyi kabul ettin ya sana yaptığımız tüm tezahüratları geri alıyoruz… Hoş zaten sende bu anne, bir de üzerine pamuk şeker görünümlü ama içinden “elalem ne derciler”e selam çakan bir karakter çıkan baba olduktan sonra evlenmeyeceksin de yapacaksın ki?!  Koroğulları’nda da yağmurdan kaç doluya tutul.

 

 

Baba demişken bu bölüm; etiğin efendisi, ahlak timsali Rafet Koroğlu’nun baştan itiraz edip sonra oğlunun yaptığı kazayı holding şoförünün üstlenmesine izin vermesine “otur sıfır” bile diyecek halimiz kalmadı. Sen ki gitsen; taksici ve ailesiyle konuşsan, af dilesen, onlara sahip çıktığını ve iyi niyetli olduğunu göstersen zaten oğlunu kurtarırdın, davacı olmamalarını sağlardın, yalana da gerek kalmazdı. Ne oldu Rafet Koroğlu, itibarın mı, dev imparatorluğunun istikbali mi, para mı, evlat sevgisi mi ağır bastı? Ne oldu da böyle bir şeyi onaylamayı hak saydın… Yakıştı mı senin savunduğun değerlere…

Bir de sonra baba-oğul Sedat’ın vurduğu taksiciyi ziyaret etmeler yok olaydan ders çıkarmalar falan falan… Bu saatten sonra kim inanır sana Rafet Bey… Yapayım mı tam da burada o soğuk espriyi: Kim inanır Kadir İnanır… Söz bir daha şaka yok!

Bu arada dizi başladığından beri gözüme takılan yine bir şey var. Bu Rafet beyin Sedat için eşi Gülcihan hanıma sürekli yüklenmesinin altında ne olabilir? Sizce de normal mi sürekli “senin oğlun”, “oğlun, oğlun” demesi. Yani kadın bu çocuğu tek başına yapmadı ya, başka evden de getirmediğine göre sürekli ötekileştirmesi neden? Soruyorum ama bazen dizilerde bazen çevremde de görüyorum böyle enteresan bir bakış açısı da var: çocuklarıyla ya da herhangi biriyle yaşadığı memnuniyetsizlikte karşı tarafa “senin kızın hep böyle”, “senin oğlun yüzünden” gibi söylemler… Neyse baba-oğul arasındaki ilişkiyle ilgili geçmişe dönük bazı ipuçlarını bu bölümde almaya başladık bakalım gerisi de gelecek mi?

 

 

Olaylar olaylar ve tam da olayların içindeki Cana’ya değinmeden olmaz. Ezik Sedat’a “düzenimi bozamam” dedikten sonra Sedat’tan yediği gole kaç puan?! Hoş artık buna gol mü denir, olması gereken baştan beri buydu mu denir bilemedim… Ama eğer RTÜK’ten bir ceza yolda değilse ve Cana’yı hafiften diziden uzaklaştırmayacaklarsa bu Cana boş durmaz ben söyleyeyim… Baksanıza bu kadar olay olmuş hala koşa koşa hastaneye geliyor bir de pişkinnnn, yılannnn…

Bu hafta Feride hanıma da Adil beye de değinesim yok o yüzden finali yaylım yaylım Muzo’cuk’a ayırmak istiyorum. Bu kadar olay olmuş; Sedat’ın milyon dolarlık otomobilinin sorumluluğunu bile üstlenme güzelliğini gösteren Muzo’cuk’a… Bir de utanmazlar; Muzo’ya biz harcayamıyoruz o milyon dolarlık otomobili almış imasında bulunuyorlar. Aahh Koroğlu Ailesi’nin şahıslarına münhasır üyeleri aahh.

Muzo ile ilgili bu bölüm itibarıyla kafamda deli sorular başladı. Neden fiziksel olarak böyle, Gülcihan Hanım acaba onun gerçek annesi değil mi, fırın sütlacı neden annesinden istemiyor ya da odasında hiç annesini görmüyoruz, bu kadar akıllı, babası bile her şeyini ona emanet edebiliyor, danışıyor ama yine de sanki ikinci sınıf muamelesi yapıyor? Bunlar herhalde yavaş yavaş çözülmeye başlar ama Nalan’a o şefkatle bakışlar, o kadife sesli, uyku öncesi masal saati tonunda konuşmalar nedir Muzo.

 

 

Hele de finalde “Prens ile Prenses”in buluştuğu görüntüleri gördüğündeki “hayırlısı” ifadesi… Bizce de hayırlısı Muzo’cuk… Bizim gönlümüz şimdilik senden yana…

 

Göz atmanızı öneririz: Camdaki Kız Bölüm Yorumları

 

 

 

 

Aslı

Disqus Comments Loading...

Son Yazılar

YALI ÇAPKINI – Kıran da Olsa Kırıl, Düş; Fakat Eğilme Sakın

Yalı Çapkını 67. Bölüm için tek analiz yetmez.  Svl‘in kaleminden taptaze bir analiz.

4 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Sana İhtiyacım Var Çünkü Seni Seviyorum

"Yalı Çapkını 67. Bölüm temposu yüksek, duygu yoğunluğu fazla ve olay odaklı gözükse de arka…

4 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Sana Bütün Pişmanlıklarımı Anlatmak İsterim

Bu hafta Yalı Çapkını 65. bölüm analizinden önce yalı tarihine adını altın harflerle yazdıran palyaço…

4 hafta Önce

YALI ÇAPKINI – Birlikte Daha Az Mutsuz

Yalı Çapkını 62. Bölüm için tek analiz yetmez. “Sezonun en iyi bölümü" diyen  esra'dan kısa…

2 ay Önce

KIZIL GONCALAR – Kaçtığımız Savaşlardan Güçlü ve İyileşmiş Olarak Çıkmak Mümkün mü?

Kızıl Goncalar  yeni bölüm öncesi, hem nerede kalmıştık hatırlamak hem de geride bıraktığımız bölümü derinlemesine…

2 ay Önce

YALI ÇAPKINI – Hodri Meydan

Haftalar sonra bölüm analizi yapılabilecek bir bölüm geldi Yalı Çapkını'ndan. Hem böyle bir bölüm izlemeyi,…

2 ay Önce