BİR ZAMANLAR ÇUKUROVA – Sana Geldim

Bir Zamanlar Çukurova total kategorisinde 13,69 ; AB kategorisinde 10,77 reyting oranları ile her iki kategoride yine zirvede;

Konuk yazarım Gözde dizinin 26. bölüm izlenimlerini kaleme aldı. Öncelikle keyifli okumalar ^^ Ardından da yorumlarda buluşalım mı?

 

Geçtiğimiz haftaki bölümden sonra ondan biraz daha iyi olsa da yine tatmin etmeyen bir bölüm seyrettik bu hafta da. Oyunculuklar ve rejiden yana hiçbir şikayetim yok ama başta hikayede, sonra da kurguda eksikler vardı ne yazık ki…

Geçtiğimiz bölümü Hünkar ve Fekeli’ye saldırı sahnesi ile noktalamıştık. Bölüm 1 hafta öncesinden, Demir’in futbol takımı başkanı olarak Adana sokaklarındaki kutlama sahnesinden başladı. Normalde saldırı sahnesinin bir kısmı tekrar gösterilmeli, ardından bu sahneye geçerek 1 hafta önce denilmeliydi. Bir anda ne oluyoruz dedik ekran başında.

 

 

Bu bölümde yine Seher’in Nimet’ten kurtulmak için gösterdiği çabayı, Saniye ile Gaffur’un cilveleşmelerini, mutfak çalışanlarını bolca gördük ama geçtiğimiz bölümdeki kadar abartılı yer tutmadı bu sahneler çok şükür. Seher basit ama etkili oyunuyla Nimet’i saf dışı bıraktı ve Hünkar’ın fikriyle Adnan bebeğe bakıcı oldu. Ebru Ünlü, Züleyha gibi güzel elbiseler giyip saçlarındaki örtüden kurtulunca güzelliği iyice ortaya çıktı valla. Seher’in bir sonraki hedefi Demir’in koynuna girmek diye düşünüyorum, ya siz? Gaffur da peşini bırakmaz. Bakalım Seher’in hikayesi hangi yöne gidecek?

 

 

Uzun zamandır beklediğimiz bir gelişme ile nihayet Cengo daha ilgi çekici hale geldi. Demir bunca yıllık dostunun ve karısının suçlu olduğuna öylesine inandı ki Cengo’yu başkalarının yanında küçük düşürmekten hiç çekinmedi. Ama hata Cengo’da, Demir’in her yaptığına onay vererek, sırtını sıvazlayarak O’nun egosunu şişiren kendisi. Cengo, bu olay üstüne Yılmaz’dan özür dilemeye gitti. En azından geç de olsa pişman olması güzel. Bir gün herkes Yılmaz’ın yanında olacak demiştim. ^^ Hatta bu iş özürle kalmadı, Yılmaz Cengo’ya borçlarını kapatması için para verdi ve el sıkıştılar. Acaba Yılmaz bu parayı Cengo’nun kombine tesisteki hislerini alma karşılığı mı verdi dersiniz? Eğer öyleyse seyreyle gümbürtüyü.

 

 

Hünkar, Şermin’i konak ve barışma konusunda ikna edemedi. Aslında öyle hissetmese de aile kartını oynadı. Başaramayınca Yamanların gazeteye Şermin’i akrabalıktan ret ilanı vermeleri ise cidden komikti. İtibar için gülünç bir hareket olmuş bu. Ama bu ilana Şermin’in altta kalmayıp yaptığı misilleme dört dörtlüktü. O da onlara bunun için teşekkür ilanı yayımlattı. Yamanların iki konak arasına duvar ördürmesi de ayrı komikti. Berlin mi burası yahu?

Sabahattin’in Hünkar’la konuşmaya geldiğinde Hünkar’ın artık boşanabileceklerini söylediğindeki tepkisi iyi hoştu da aynı tip davranışları ZülMaz konusunda da görsek, Yılmaz’la Müjgan birlikteliğine engel olsa artık. Babayla oğlunun birbirinden ayrı yaşamasına nasıl göz yumabiliyor? Hem de bize vicdanlı tanıtılan bir adam. Bence bu konuda Züleyha kadar Sabahattin de suçlu.

 

[wp_ad_camp_1]

 

 

Meğer Yılmaz’ın başındaki tek dert arabasının bozulan freni değil, fabrikadan çalınan pamuklarmış. Neyse ki hırsızlar yakalandı da rahat bir soluk aldı Yılmaz ile Fekeli. Yalnız daha önce pamukları sulanmadı mı bu adamların, bu nasıl bir tedbirsizlik? Bu olaydan ders almayacak insanlar mı ki bunlar? Bu açıdan karakterlerle ters oldu bu durum.

Fekeli’nin arabanın freni için Demir’den hesap sormayı gitmesi de yerinde oldu. Ama bu olay bana “Demir şimdi de Fekeli’yi öldürtmeye çalışabilir.” dedirtti. Fekeli adalet yoluyla mutlaka hesabını soracağını belirtti çünkü.
Hünkar ile Fekeli’ye ateş açılması bölümün iyi sahnelerindendi. Fekeli’nin mekanın tahta çitlerinden atlayarak arabanın peşinden gitmesi de çok şıktı doğrusu, hayran olmamak ne mümkün. ^^

Pamukları çalan adam bu kadarını becerebilecek kapasitede değildir. Hem Fekeli’ye başka kim bu kadar düşmanlık besleyebilir ki? O yüzden bence inkar etse de bu saldırının arkasında Demir var yüksek ihtimal.

 

 

Tabii bunu duyan Yılmaz, Yamanlar Konağı’nı bastı. Bölümün bana göre her açıdan en iyi sahnesiydi. Yılmaz, “Demir silahını çekmedikçe ben de çekmeyeceğim.” diyordu. Tabii silahlı saldırının azmettiricisi olarak en güçlü aday Demir olunca Yılmaz’ın tekrar silaha sarılması normal. Sahnede Hünkar ile Fekeli’nin evlatlarının önüne geçerek kurşunlara kendilerini siper etmeleri, onları ikna etme şekilleri, söyledikleri yerindeydi.

 

Fekeli (Yılmaz’a): O zaman önce beni vuracaksın.
Hünkar (Demir’e): Sen de beni vur, vur.

 

 

Açıkçası ben o esnada Şermin’in konağında misafir olan Müjgan anne Sevil’in bu olanlara tanık olmasından da memnun oldum. Bu yüzden kızının Yılmaz’la evlenmesini istemeyecek olmasına sevindim. Çünkü Yılmaz – Müjgan ilişkisini asla desteklemiyorum. Yılmaz, Züleyha O’nu istemiyor gibi davrandığı, Demir’le mutlu olduğunu söylediği için Züleyha’dan vazgeçmek istemekte haklı. Ama hala O’na aşıkken bir başkası ile mutlu olamaz ki. Müjgan sadece yara bandı olabilir O’na.

Ve maalesef Müjgan da bunu bile bile Yılmaz’ı istemeye devam ediyor. Annesi Sevil, Yılmaz’la ilk tanıştığında elbette ki beğendi O’nu tüm endişelerine rağmen. E şimdi lokum gibi çocuğu kim beğenmez değil mi? ^^ Ama konak baskınına tanık olunca haliyle kızının O’nunla evlenmesini istemedi. Bu, sadece burnu büyüklükle açıklanacak bir şey değil. Kızı için endişe etmesi çok normal.

Ama maalesef Müjgan, babasına inattan yüzünü parmağına takmıştı, şimdi de annesine inattan nişanlanmaya karar verdi.
Müjgan’ı bu konuda bir nebze anlayabiliyorum. Yılmaz devamlı kendisini seviyormuş gibi sözler söylüyor, jestler yapıyor, dudağından öpmelere kalkıyor. Züleyha da O’nu artık Yılmaz’ı sevmediğini söyledi. Gerçi Müjgan’ın aşkından gözü kör olmasa en azından Züleyha’nın yalan söylediğini anlardı.

Ama Yılmaz’ı anlayamıyorum, çok kızıyorum O’na. Müjgan’a sarılıp Züleyha’yı düşünüp duruyor. Müjgan’la alyanslarına bakarken aklında Züleyha’ya alyanslarını ilk gösterdiği an. Dürüst gösteriliyor bize, mesela Sevil’e dürüstçe tüm geçmişini anlatıyor ama Müjgan’a dürüst davranmıyor.

Hissetmeden seviyorum demek dürüstlük mü? En çok kızdığım nokta davranışlarının 70’li yılların filmlerindeki adamlara benzemeyişi. O filmlerde bu kadar inanarak seviyorum deyip öpüşmezdi jönler. Karşı tarafın peşinde böyle koşmazdı. O kişiyi intikam için kullandığını hissederdiniz. Bizim dizimizde bu ne yazık ki yok. Bu da Yılmaz aşkına sadık kalmadı diye soğutuyor beni ve birçok seyirciyi.

 

[wp_ad_camp_1]

 

 

Peki Züleyha’ya ne demeli? Demir’in başkanı olduğu kulüp kupa kazandı diye evde kutlama yemeği organize etmeler; kendisine o renklerde abiye elbise, çocuğuna kıyafet dikmeler… Sevmek değil sevilmek daha önemli diye düşünmeler… Hastanede kendini yapayalnız hissederken Demir yanına geldi, O’nunla ilgilendi diye artık Demir’e yakın davranmalar…

 

“Sonra sen geldin. Elimi tuttun. Dedim Demir var, yalnız değilim ben. Bana bir şey olursa gözüm arkada kalmaz, o Adnan için canını verecek kadar iyi bir baba dedim.”

 

Nasıl unuttun Yılmaz’ın sana oğluna baba olurum dediği o anı? Yılmaz da oğlunu bilse, onun için canını vermez mi? Tüm sözlerinin üstüne “Ben seni seviyorum.” deyip ümit vermene ne demeli peki? Hani daha iki üç bölüm önce “Seni asla sevmeyeceğim.” diyen kadın? Ya Züleyha – Demir – Adnan bebeğin hep birlikte o mutlu anları da neydi öyle? Bu anları göreceksek Yılmaz olmalı oradaki. Tam Züleyha tutarlı olmaya başladı derken ne oluyor?

ZülMaz’ın Ferhat ile Şirin gibi destansı aşkını seyredeceğimi sanmıştım oysa ki dizinin başında. Sizce de bu tepki çok yerinde değil mi?

 

 

Acaba Hünkar ile Demir’in ahırdaki konuşmasını yakalamasa, Demir’in Yılmaz’ın arabasını bozup O’nu öldürmeye çalıştığını öğrenmese yine Adnan bebeği alıp Yılmaz’a gidecek miydi Züleyha Hanım? Yılmaz’a Demir’den yana umutsuzluğa düştüğü için değil, O’na kavuşmak istediği için gitmesi gerekirdi.

Yine de Züleyha’nın bu sahnedeki sözleri çok yerinde, Hilal Altınbilek’in performansı ise çok başarılıydı.

 

“Sen artık bundan sonra benim için sadece can almaktan çekinmeyen bir canisin anladın mı? Sen benim için bundan sonra bir tek, sadece ve sadece önüne çıkan herkesi gözünü bile kırpmadan öldürebilecek bir katilsin anladın mı?!”

 

 

Yılmaz ile Müjgan’ın nişan sahnesi benim için katlanılmaz anlardı. Sabahattin orada olmasına ayrı gıcık oldum, Fekeli’nin bana artık “Baba” de demesine ayrı. Her ikisi de Yılmaz’ın Züleyha’yı sevdiğini bilmiyorlar mı? Bu memnuniyet nedir?

İsteme sahnesinde bayağı kötü bir elbise giyen Müjgan’a, nişan için Yılmaz’ın elbise seçip yollamasına da bayağı güldüm ama jest yaptığı için çok da sinir oldum.

Nişanda Müjgan’ın dans ederken kollarıyla Yılmaz’ı ahtapot gibi sardığı an, sizde kollarını kesmek istediniz mi? El ele tutuşup klasik bir dans etseler olmaz mıydı yani?

 

 

 

Yine de tam da nişan gecesi Züleyha’nın Adnan bebeği alıp Yılmaz’ın kapısına gitmesi çok uzun zamandır beklediğim bir gelişme olduğu için beni mutlu etti.

 

 

[wp_ad_camp_1]

 

 

Bölümün duygusu, çekimleri, oyunculukları bakımından en beğendiğim 2. sahnesi bu oldu. Tek saçma olan koskoca evde o kadar çalışan varken kapıyı Yılmaz’ın açmasıydı. Ama sahnenin gereği buydu deyip susalım.

Ama yine de bu sahneden pek beklentim yok. Yılmaz gerçekleri ancak sezon finalinde öğrenebilecektir. Yine de aklına şüphe tohumları ekilecek kesin.
Yeni bölümde görüşmek üzere.

Tweet’leriyle yazımı renklendiren   l.e.mpaşa   уαѕємιη …  teşekkürler..

 

Dizi ile ilgili diğer yazılara göz atmak isterseniz  İzledim / Bir Zamanlar Çukurova  kategorisini ziyaret edebilirsiniz.

 

Aslı

Disqus Comments Loading...

Son Yazılar

YALI ÇAPKINI – Kıran da Olsa Kırıl, Düş; Fakat Eğilme Sakın

Yalı Çapkını 67. Bölüm için tek analiz yetmez.  Svl‘in kaleminden taptaze bir analiz.

4 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Sana İhtiyacım Var Çünkü Seni Seviyorum

"Yalı Çapkını 67. Bölüm temposu yüksek, duygu yoğunluğu fazla ve olay odaklı gözükse de arka…

4 gün Önce

YALI ÇAPKINI – Sana Bütün Pişmanlıklarımı Anlatmak İsterim

Bu hafta Yalı Çapkını 65. bölüm analizinden önce yalı tarihine adını altın harflerle yazdıran palyaço…

4 hafta Önce

YALI ÇAPKINI – Birlikte Daha Az Mutsuz

Yalı Çapkını 62. Bölüm için tek analiz yetmez. “Sezonun en iyi bölümü" diyen  esra'dan kısa…

2 ay Önce

KIZIL GONCALAR – Kaçtığımız Savaşlardan Güçlü ve İyileşmiş Olarak Çıkmak Mümkün mü?

Kızıl Goncalar  yeni bölüm öncesi, hem nerede kalmıştık hatırlamak hem de geride bıraktığımız bölümü derinlemesine…

2 ay Önce

YALI ÇAPKINI – Hodri Meydan

Haftalar sonra bölüm analizi yapılabilecek bir bölüm geldi Yalı Çapkını'ndan. Hem böyle bir bölüm izlemeyi,…

2 ay Önce